Hayır, büyüyü biliyorum. Cadılar meclisine ihtiyacımız yok. Küçük güçlü bir cadı yeterli. | Open Subtitles | كلّا، أعرف التعويذة، لا نحتاج إلى معشر، بل إلى ساحرة قوية وصغيرة بعينها. |
Lidere ihtiyacımız yok! Çok haklısın! Reg bize çok hükmetti. | Open Subtitles | لا نحتاج إلى القاده, أنت محق سيطر ريج علينا لوقت طويل |
Evet, birbirimizi sevdiğimizi göstermek için saçma hediyelere ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | نعم، نحن لا نحتاج إلى مجموعة من الهدايا السخيفة لنظهر حبنا لبعضنا |
Benimle çıkmak için böyle garip sebepler bulmana gerek yok. | Open Subtitles | ونحن لا نحتاج إلى اجتراح الأعذار تعيش مع بعضها البعض. |
Bunu yorumlamak için Freud'a ihtiyacımız yok, değil mi? | Open Subtitles | أوه حسناً,لا نحتاج إلى عالم حتى نفهم هذا أليس كذلك؟ |
Bırak, defans kazansın. İlk oyuna ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | اجعل الدفاع يفوز بها يا جي لا نحتاج إلى أية أهداف |
Bırak, defans kazansın. İlk oyuna ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | اجعل الدفاع يفوز بها يا جي لا نحتاج إلى أية أهداف |
Haydi gidelim. Bu aptallara ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | فلنخرج من هنا ، لا نحتاج إلى هؤلاء الأغبياء |
Ve bir konu daha. Burada daha fazla beyaz zengin turiste ihtiyacımız yok. Çünkü nasıl yaşadıklarını biliyoruz. | Open Subtitles | الشيء الآخر نحن لا نحتاج إلى خبز أبيض لكي يرينا ما هو النصف الآخر |
Bu işe yaramaz şeylere ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لا نحتاج إلى المزيد من الأشياء العديمة الجدوى |
Mükemmel saçlı erkeklerin ilgisine ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لا نحتاج إلى انتباه من رجل بشعر رائع , أتعلمين |
Bu evde daha fazla dramaya ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لا نحتاج إلى المزيد من المآسي في هذا المنزل |
İstersen yardım edebilirsin, ama yardımına ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | تستطيع المساعدة إذا أردت ولكننا لا نحتاج إلى مساعدتك |
Parayı dert etmeyin. Paraya ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لا تقلقي بشأن المال , لا نحتاج إلى المال |
Çok teşekkürler efendim ama "Üzüntü Danışmanına" ihtiyacımız yok. Nasıl üzüleceğimizi biliyoruz. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً، سيدتي، ولكن لكننا لا نحتاج إلى مستشارة الحزن |
Cidden, bir müdüre ihtiyacımız yok. Tamamen gereksiz bir makam. | Open Subtitles | بصراحه, نحن لا نحتاج إلى مُدير, أنها ليست وظيفه. |
Charlotte'a ihtiyacımız yok her sefer iyi bir şey düşündüğünde bunu eline yüzüne bulaştırıp birçok insan öldü. | Open Subtitles | لا نحتاج إلى شارلوت حيث أن ذلك جيداً على إعتبار أنها كل مرة تخفق أناسٌ يموتون |
Vatandaşlarımızın sabit diskle gezmesine gerek yok. | TED | لا نحتاج إلى مواطنينا يتجولون حاملين أقراص صلبة. |
Birincisi, harekete geçmek için kesinliğe gerek yok. | TED | أولاً، نحن لا نحتاج إلى يقين مطلق لنتصرف. |
Bunun patlayıcı ve ateşleyici olduğunu anlamamız için Iaboratuvar gerekmez. | Open Subtitles | من المحتمل نحن لا نحتاج إلى المختبر ليخبرنا بما نحن نعلمه بالفعل وهذا أن لدينا متفجرات و أداة تفجير |
- Onun bıçağına muhtaç değiliz. | Open Subtitles | . إننا لا نحتاج إلى سكينه |
Silaha ihtiyacımız yok ki. Buradan çıkarılmamız lazım! | Open Subtitles | نحن لا نحتاج إلى أسلحة نحن نريد الخروج! |
Joe, gideceğimiz yerde dizlerimize ihtiyacımız olmayacak. İyice tırlattı. | Open Subtitles | جوى, إلى حيث سنذهب, لا نحتاج إلى ركب لقد فقدت عقلها |