Şunu söylemiyoruz; yürüyüşe çıkacaksınız ve sol elinizde Sistina Şapel'i ile geri geleceksiniz. | TED | ونحن هنا لا نقول أنك ستذهب في نزهة وتعود بفكرة مشابهة لكنيسة سيستينا. |
Yalnızca sevgilisini taciz eden bir arkadaşa sahip bir adamın arkadaşını saldırı anında durdurması gerektiğini söylemiyoruz. Bu toplumsal değişim yaratmanın safça bir yoludur. | TED | نحن لا نقول أن على الرجل الذي صديقه يسيء معاملة صديقته أن يوقف ذلك الصديق في لحظة الإساءة. |
Senin de o teknede olduğunu söylemiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نقول بأنك كنت على ذلك المركب أيضا |
Bir süre hiçbir şey söyleme sadece. - Michelle! Chelle iyi mi? | Open Subtitles | دعنا لا نقول شيئاً لوهله ـ ميشيل، هل ميشيل بخير؟ |
Özür dilemek istiyorsan sadece işine geleni söyleme. | Open Subtitles | هل تريد أن تعتذر، لا نقول فقط ما يأتي سهلا لك. |
- İyileşmesi iki haftayı bulur. Bize bir şey demeyin dedi. | Open Subtitles | سيتغرق الأمر إسبوعين ليشفى، لذا طلب منا أن لا نقول شىء لإحد فى المكتب. |
Elveda demeyelim de Fransızların dediği gibi "Au revoir" diyelim. | Open Subtitles | دعونا لا نقول وداعا، ولكن كما يقول الفرنسيين: الى اللقاء! |
Neden tam hedefi vurduğumuzu ama düğünün bir hata olduğunu itiraf etmiyoruz? | Open Subtitles | حسنٌ، لمَ لا نقول الحقيقة، أننا تمكنا من الهدف الصحيح، لكن الزفاف كان خطأ غير مقصود؟ |
Şimdi, biz demiyoruz ki, Afrika'ya yardım etmeyin. | TED | الآن ، نحن لا نقول ، لا تساعدوا إفريقيا. |
Sizden nefret ettiğimizi söylemiyoruz veya sizinle bir daha konuşmayacağımız ve iş yapmayacağız demiyoruz, bunu yapmayız. | Open Subtitles | لذلك نحن لا نقول أننا نكره لكم أو أننا لم نتحدث لكم مرة أخرى وممارسة الأعمال التجارية ، ونحن لا نفعل ذلك. |
Biliyorum. Neden kendi şirketimiz olduğunu söylemiyoruz? | Open Subtitles | أعرف ذلك، لماذا لا نقول بأننا نملك شركتنا الخاصة? |
Neden bunun büyük bir zevk olduğunu ve bir daha yapmak zorunda kalmamayı umduğumuzu söylemiyoruz? | Open Subtitles | لمَ لا نقول فحسب أنّه كان من دواعي سرورنا وأننا نأمل ألاّ نفعل ذلك مرّة أخرى؟ |
Cinayetlerle bir ilginiz olduğunu söylemiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نقول أن لك علاقة بجرائم القتل ولو أعطيتنا لحظة سوف أوضح لك |
Size ne yapacağınızı söylemiyoruz, sadece hissettiklerimizi paylaşıyoruz. | Open Subtitles | إننا لا نقول لك ما يجب فعله. نحن نشاركك مشاعرنا. |
Size ne yapacağınızı söylemiyoruz, sadece hissettiklerimizi paylaşıyoruz. | Open Subtitles | إننا لا نقول لك ما يجب فعله. نحن نشاركك مشاعرنا. |
Doğum krizine babanın sebep olduğunu söylemiyoruz ama bunun olacağını bildiğine inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نقول ان والدك سبب كارثة العقم لكنا متأكدين انه عرف بما سيحصل |
İş tezgahlayan kişi olduğunu söylemiyoruz patron ama bir şekilde olaya karışmış. | Open Subtitles | نحن لا نقول أنها العقل المدبر و لكنها متورطة بشكل ما |
Kızlara söyleme ama seni gördüğüme bende sevindim. | Open Subtitles | لا نقول للفتيات، ولكن أنا سعيد لرؤيتك، أيضا. |
Eğer bu bir "biz iyiyiz böyle" lafını söyleme yoluysa neden "biz iyiyiz böyle" demiyorlar? | Open Subtitles | لو كانت طريقة للقول "نحن جيدين معاً" ..لم لا نقول فحسب نحن جيدين معاً؟ |
Hayır, çocuklara söyleme. | Open Subtitles | لا، لا نقول للرفاق. |
"Bir şey değil" demeyin onun yerine "Sen de aynısını benim için yapardın" deyin. Fakat bazen çıkar açısından düşünmemek, alışverişi ortadan kaldırmak, daha görünmez kılmak faydalıdır. | TED | هو قال " دعنا لا نقول "عفواً" دعنا قل " أعلم انك ستفعل نفس الشيء لي" ولكن أحياناً ممكن أن يكون مفيدا ان لا نفكر بطريقة المعاملة لتقليل المعاملة لنجعلها غير مرئية |
Ve kesinlikle "hayır" demeyin. | Open Subtitles | ونحن لعنة بالتأكيد لا نقول "لا". |
Tamam, sağlıklı bir tartışma olsun diye, doğru diyelim. | Open Subtitles | حسناً، لأجل المجادلة، لماذا لا نقول أن هذا صحيح؟ |
Dizinin herhangi bir zamanda geçtiğinden söz etmiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نقول أن المسلسل يحدث في أي وقت محدد |
Yani hiç vulva demiyoruz, kesinlikle hiç klitoris demiyoruz. | TED | لذلك نحنُ لا نقول فرج مطلقًا، وبالتأكيد لا نقول بظر. |