ويكيبيديا

    "لا يبالون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • umurlarında değil
        
    • umursamaz
        
    • umursamıyorlar
        
    • umurunda değil
        
    Şunlara baksanıza, sarhoşlar ve hiçbir şey umurlarında değil. Open Subtitles أنظروا لهم، جميعم ثملون و لا يبالون إطلاقًا.
    - Bu umurlarında değil. Open Subtitles إنهم لا يبالون.
    Ordu görev süremin çoktan bittiğini umursamaz gibi konuşuyor. Open Subtitles يتحدّثون بالجيش عن كونهم لا يبالون لحقيقة إنهائي للخدمة بالفعل
    Burada tam olarak ne halt ettiğinizi bilmiyorum ama Delano vatandaşları devrimcileri pek fazla umursamaz. Open Subtitles لا أعرف بالضبط ما الذي تحاول الوصول إليه هنا ,ولكن مواطني ديلانو لا يبالون للمخربون
    Dışardaki kimse sana bunu sormayacak çünkü umursamıyorlar. Open Subtitles لا أحد هناك بالخارج يسألكِ هذا السؤال لأنهم لا يبالون.
    İş yerinde duyduğum en yaygın söylentilerden biri de insanların, vatandaşlık görevlerini duyarsız oldukları için yapmadıkları. Çünkü umursamıyorlar. TED أحد أكثر القصص شيوعا في عملي: هي أن الناس ليسوا منخرطين بشكل مدني، لأنهم لا يبالون -- أي لا يهتمون.
    Yıllar boyu herkesin istediği gibi olmaya çalıştım ama o zavallıların hiçbirinin umurunda değil. Open Subtitles كل تلك السنوات حاولت أن أكون ما أراده غيري ويبدو أن أولئك الفاشلين لا يبالون با لأمر حتى
    Yaşamışsın, ölmüşsün umurlarında değil. Open Subtitles إنهم لا يبالون إذا عشت أو مت.
    Biliyorlar ama umurlarında değil! Open Subtitles إنهم يعلمون لا يبالون!
    - Madison, umurlarında değil. Open Subtitles -إنّهم لا يبالون يا (ماديسون ).
    - Madison, umurlarında değil diyorum. Open Subtitles -ماديسون)، إنّهم لا يبالون) .
    Siz Irak'a gidersiniz ama onlar size ne olacağını umursamaz bile. Open Subtitles انت تذهب إلى العراق وهم لا يبالون بما يحدت لنا
    Hem de bir sınıf dolusu umursamaz öğrenciye. Open Subtitles لقاعة مليئة بالطلاب ‎.الذين لا يبالون بذلك ‎.
    Anne babası gibi, umursamaz. Bir aya kalmadan hepsi kırılır. Open Subtitles آني تحب أبوكِ, لا يبالون سوف ينكسر كل هذا في شهر
    Beni umursamıyorlar. Open Subtitles فهم لا يبالون بشأني.
    Kimin rengini taşıdığını umursamıyorlar. Open Subtitles إنهم لا يبالون العرق أو الجنس
    Ne düşündüğümü umursamıyorlar. Open Subtitles إنهم لا يبالون بما أظنه
    Bu güzelim ülkeye dokunulmadıkça Avrupa'da ne olduğu onların umurunda değil. Open Subtitles لا يبالون ماذا سيحدث لأوروبا طالما هذا المكان الرائع لن يتعرض للإزعاج
    Öğretmenlerin umurunda değil. Open Subtitles المعلمون لا يبالون

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد