ويكيبيديا

    "لا يجعله" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yapmaz
        
    • anlamına gelmez
        
    Evet, ama beyni yanmış biri olmak, onu katil olamayacak biri yapmaz. Open Subtitles أجل لكن كونه غريب الأطوار لا يجعله أقل ميلاً لأن يكون القاتل
    O saygın bir adam ve bir samuray savaşçısı... ama bu onu bir katil yapmaz. Open Subtitles انه رجل الكرامه و محارب ساموراي و لكن كل هذا لا يجعله قاتلا
    Pozitif ve iyi olması, onu aptalca veya bilinen bir şey yapmaz. Open Subtitles تعرف، فقط لأنه إيجابي وجيد لا يجعله سخيف أو تافه.
    Sırf Noel Baba'nın gözü çıktı diye bu onun daha az neşeli olduğu anlamına gelmez. Open Subtitles هي , فقط لأن أحدى أعين سانتا سقطت لا يجعله أقل مرحا ً
    Bu doğru olduğu anlamına gelmez. Birini öldürmüş olacağım. Open Subtitles هذا لا يجعله فعلاً صائباً، سيكون ذلك كأني أزهقت روحاً.
    İnsanlar hakkında olumlu düşünmek onları iyi yapmaz. Open Subtitles الرغبة في تصديق الأفضل بالناس لا يجعله صحيحاً
    Biliyor musun Michael, sadece rolünü oynamak seni gerçek bir avukat yapmaz. Open Subtitles تعلم, لأنك لعبت دوراً هذا لا يجعله حقيقة
    Ama ikimiz de biliyoruz ki, birisinin yeteneklerinin olması, onu kötü biri yapmaz. Open Subtitles لكن أنت وأنا كلانا يعلم أنه لمجرد أن أحداً لديه قدرة لا يجعله شخصاً سيئاً
    acayip biri olduğunu kabul ediyorum ama garip bir hobisi olması onu katil yapmaz. Open Subtitles أعرف أنه رجل غريب، لكن فقط لأن عنده هواية شاذه لا يجعله قاتل
    Kevin'ın eşcinsel olması onu otomatikman bir sübyancı yapmaz. Open Subtitles كون كيفين شاذا لا يجعله متحرشا بالأطفال بشكل مباشر0
    Adamın sırtında beş köşeli yıldız vardı Tony. - Bu onu cinli yapmaz! Open Subtitles كانت هناك نجمة خماسية على ظهر الرجل، ذلك لا يجعله ممسوساً.
    İllaki bu insanı başkasının gizli seks kölesi yapmaz. Open Subtitles وهذا لا يجعله بالضرورة مثل خدمات المرافقة
    Sırf odadaki herkesin tüm kadınlar keşke daima azgın olsalardı diye istemesi öyle yapmaz. Open Subtitles ليس لأنّ جميع مَن بالغرفة يأملون لو كانت كلّ النسوة شبقة طوال الوقت، لا يجعله كذلك
    Doktorlar sürekli bir şeyler diyor, bu söylediklerini doğru yapmaz. Evet. Open Subtitles الأطباء يقولون الكثير هذا لا يجعله حقيقة
    Bütün gün at gübresi temizledi, bu onu at doktoru yapmaz. Eminim Rangling'in kendi veterineri vardır. Open Subtitles لقد كان يجرف روث الأحصنة طوال اليوم هذا لا يجعله طبيب أحصنة
    Evet ama bu onu kahraman yapmaz. Aptal yapar. Open Subtitles أجل، لكن لا يجعله هذا بطلاً بل يجعله أحمقاً
    O pislik masum olmanın yanından bile geçemez ama bu onu katil yapmaz. Open Subtitles متهمنا لي بمحاولة إستخراج إعتراف كرها من رجل بريئ؟ هذا الأحمق أي شيء ماعدا أنه بريئ، لكن هذا لا يجعله القاتل.
    Sistemin buna izin vermesi, yapılabileceklerin doğru olduğu anlamına gelmez. Open Subtitles فقط لأن النظام يسمح به هذا لا يجعله صحيحاً
    Yıldızın bize işaret ettiği yere ulaşamamış olmamız yanlış yıldız olduğu anlamına gelmez. Open Subtitles ليس مجرد اننا لم نصل الى اى شىء مفيد مع هذا النجم فهذا لا يجعله النجم الخاطىء
    Köleleri de çalıştırırlardı. Bu, doğru yaptıkları anlamına gelmez. Open Subtitles أجل، إستعملوا أيضا العبيد كعمال، هذا لا يجعله صواباً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد