Gözleri iyi görmüyor da, Bn. Lee'ye yakından bakmak istiyor. İzin verildi. | Open Subtitles | السيد برتشارد لا يرى جيدا و يود رؤية السيدة لي عن قرب |
Kendi kendime sormuşumdur: "Bu üç insan evladını neden kimse görmüyor? | TED | فأسأل نفسي، "لماذا لا يرى أحد غيري هذا الثلاثي من البشر؟" |
Aslında kimse balonu göremez, onu balon yapan da budur. | Open Subtitles | في الواقع لا يرى أحد ذلك وهذا ما يجعله خطر |
Herkesi sevmek için, bazen çok yakınlarını görmedi, ve bu onun kişiliğindeki erkekler için kaçınılmazdır. | TED | و ليفعل ذلك، كان في بعض الأحيان لا يرى أقرب الناس إليه و هذا شيء حتمي لرجال من نوعه |
#Ne görüyor, ne anlıyor, ne biliyorlar sınırları# | Open Subtitles | " لا يرى ، أو يفكر ، ولا يعرف .. القيود " |
Bir insan nasıl oğlunu 15 sene boyunca görmez sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل لى ان اسأل كيف لرجل لا يرى ابنه لمدة 15 سنة ؟ |
KB: İzleyicilerin hiçbirinin ve sana yardım etmek için, onların görüşlerini engelleyeceğim ki kimse ne yaptığını görmesin. | TED | كيث بارى: نعم، كل الحضور. ولكي أساعدك سوف أمنع عنهم الرؤية، بحيث لا يرى أحد ما تفعل |
Ama onlara hediye bırakmıyor onları uyandırıyor ve o çocuklar Noel'i asla göremiyor. | Open Subtitles | ولكن بدل أن يعطيهم هديه يوقظهم من النوم و اكثر الأولاد شطانه لا يرى عيد الميلاد مره اخرى |
Kurbanlarını insanlık dışı görmüyor ama kendini insanlardan daha üstün görüyor. | Open Subtitles | هو لا يرى ضحاياه دون البشر و لكته يرى نفسه أكثر من البشر |
Bunu izlerken konuştukları kişiyi ki o, izledikleri şeyi görmüyor olacaktı, bir doğa belgeseli izlediklerine ikna etmeleri gerekecekti. | Open Subtitles | و أثناء المشاهدة كان عليهن إقناع المحاور الذي كن يتحدثن إليه و الذي لا يرى ما يرون أنهن كن يشاهدن فيلم عن الطبيعة |
Gerçekten başka ihtimal görmüyor. | Open Subtitles | إنّه حقاً لا يرى احتمالاً آخر هل لديكِ علاقةٌ أخرى؟ |
O bu şekilde görmeyebilir. görmüyor belli ki. | Open Subtitles | هو ربما لا يرى الأمر بهذه الطريقة لا على ما يبدو |
Yüzünden kan akıyor, gözleri açık fakat görmüyor. | Open Subtitles | ,يتدفق الدم من وجهه عينه مفتوحة لكنه لا يرى |
O böyle görmüyor ki. Bize balık hediye ettiğini düşünüyor. | Open Subtitles | انه لا يرى الأمر بهذا الشكل، هو يعتقد بأنه أهدانا بعض السمك فقط |
-Çünkü kimse kendisini gerçekten olduğu gibi veya başkalarına göründüğü gibi göremez. | Open Subtitles | لانه لا يرى أحد نفسه كما هو حقاً أو كما يبدوا للأخرين |
Kör birisi göremez. Hisseder. | Open Subtitles | والإنسان الأعمى لا يرى بعينيه ولكنه يشعر. |
Ve o sokakta taksi çağırmakla meşgul olduğundan dışarı çıkan kimseyi de görmedi. | Open Subtitles | وقال انه لا يرى أي شخص يخرج، قضية كان في الشارع الواهنة سيارة أجرة. |
- Lütfen,baba! Onu affet, karşısında kibar birini görmedi... | Open Subtitles | اغفر لى ، إنه لا يرى شخصاً لبقاً للغاية |
#Ne görüyor, ne anlıyor, ne biliyorlar sınırları# | Open Subtitles | " لا يرى ، أو يفكر ، ولا يعرف .. القيود " |
#Ne görüyor, ne anlıyor, ne biliyorlar sınırları# | Open Subtitles | " لا يرى ، أو يفكر ، ولا يعرف .. القيود " |
Evet, ama, hım, o etrafındakileri diğer insanlar gibi görmez. | Open Subtitles | نعم، لكنه لا يرى الأشياء كما يراها الناس |
Bu insanlar daha fazla ölüm görmesin. | Open Subtitles | خذيهابعيداً، حتى لا يرى أولئكَ الناس أيّ موت آخر. |
Sanırım o motosiklet olayı yüzünden Melody'e çok kızdığından olanları net göremiyor. | Open Subtitles | وأعتقد أنه غاضب جدا من ميلودي بسبب ما حصل لدراجته وأنه لا يرى بشكل واضح. |
oğlun tehlike altında söylemeye çalıştığın aiden'in hayaletleri görmemesini sağlarsam, herşeyin düzeleceği mi? | Open Subtitles | ابنكِ بخطر أتقول بأنّي أستطيع أصلاح كل هذا... -إذا جعلته لا يرى الأشباح |
Kendi yansımasını hiç görmeyen bir adam. İnsan olduğunu bile unutmaya başlamıştı. | Open Subtitles | رجل لا يرى وجهه أبدًا سيبدأ النسيان أنه رجل |