ويكيبيديا

    "لا يستطيعون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • edemezler
        
    • Bizi
        
    • yapamaz
        
    • edemiyorlar
        
    • alamazlar
        
    • edemez
        
    • açamazlar
        
    • olamazlar
        
    • edemeyeceklerini
        
    • yakalayamıyorlar
        
    • erişimi
        
    • yapamazlar
        
    • olamıyorlar
        
    • olmayan
        
    • bulamayan
        
    Bir katili çizgili takım elbiseyle bisiklet üstünde hayal edemezler. Open Subtitles إنهم لا يستطيعون أن يتخيلوا مسلحاً يلبس بدلة على دراجة.
    Eğer bu kızlar... antrenman yapacak bir yer bulamazlarsa, rekabet edemezler. Open Subtitles اذا لم يكن للفتيات مكان يتدربون فيه لا يستطيعون ان ينافسوا.
    İnsanların Bizi görmemesi illa yalan söyleyeceğimiz anlamına gelmez. TED فقط لأن الناس لا يستطيعون أن يرونا لا يعني ذلك أننا سنكذب بالضرورة.
    Erkekler bazen yapamaz çünkü onlar penisleri tarafından kontrol ediliyorlar. Open Subtitles الرجال أحياناً لا يستطيعون لأن أعضائهم هي من تتحكم بهم
    Adam gibi hakaret bile edemiyorlar artık. Open Subtitles وصلوا لدرجة أنهم لا يستطيعون إهانتك وجها لوجه
    Mesela sigorta şirketleri gelişen ülkelerde altyapı yatırımı için asla yatırım yapmazlar çünkü bu riski alamazlar. TED شركات التأمين لا تستثمر أبداً في مشاريع البنية التحتية للدول النامية، مثلاً، لأنهم لا يستطيعون تحمل المخاطرة.
    Çoğu koklear implant hastası enstrümanlar arasındaki farkı ayırt edemez. TED معظمي الذين خضعوا لزراعة القوقعة لا يستطيعون تحديد الفرق بين الأدوات الموسيقية.
    Hayır , o bir kilit .. böylece başka insanlar çantamı açamazlar. Open Subtitles لا, إنه قفل و لذلك أشخاص غيرى لا يستطيعون فتح حقيبتى
    Cinayetlerin peşinden gitmemi engellemiş olabilirler ama uyuşturucuyu takip etmeme engel olamazlar. Open Subtitles قد يمنعونني من تتبّع جرئم القتل لكنهم لا يستطيعون إيقاف تتبعي للمخدّرات
    Thor gemi gövde yapısının bozulmasını riske edemeyeceklerini söylemiştin. Open Subtitles لقد قلت أنهم لا يستطيعون المجازفة بتعريض سلامة السفينة للخطر
    Berbat. Çocuklar vuramıyor ya. yakalayamıyorlar da. Open Subtitles سيئة الاطفال لا يستطيعون الضرب او الامساك
    Ve bazı insanlar, bazı lanet insanlar, kendilerini kontrol edemezler. Open Subtitles وبعض الناس, بعض الناس اللعينين لا يستطيعون السيطرة على أنفسهم
    Kafalarının içinden gelen seslerle, dışından gelenleri ayırt edemezler. TED الذين لا يستطيعون التمييز ما إذا كانت الأصوات قادمة من داخل أو من خارج رؤوسهم.
    Onlar bu haldeyken yardım edemezler. Open Subtitles تستمتع بإطلاق النار عليهم مثل الأرانب؛ أليس كذلك؟ لا يستطيعون مساعدة أنفسهم فيما تحولوا له
    Yoksa dua edemezler. Bunun temiz olmadığı farz edilir. Open Subtitles انهم لا يستطيعون الصلاة ما لم يفعلوا لانها تعتبر نجاسة
    Biri çıkageldiği zaman ve hastane tanı koyamadığı için ne yapacağını bilmediği zaman, Bizi arıyorlar. TED عندما يأتي شخص ما ولا يستطيع المستشفى أن يقدموا له أي مساعدة فيتصلوا بنا عندما لا يستطيعون تشخيص حالة المصاب
    Erkekler bazen yapamaz çünkü onlar penisleri tarafından kontrol ediliyorlar. Open Subtitles الرجال أحياناً لا يستطيعون لأن أعضائهم هي من تتحكم بهم
    Bana Kolipoki diyorlar, çünkü Groberg'i telaffuz edemiyorlar. Open Subtitles ينادونني ب كوليبوكي لأنهم لا يستطيعون لفظ كلمة كروبيرك
    Bunlar tost makinesi bile alamazlar. Meteliksizler. Beleşçiler. Open Subtitles إنهم لا يستطيعون شراء آلة خبز لعينة أنهم أوغاد ومفلسين
    Ve orada güvenlikte çalışanlar, bana yardım edemez ve çantamı benim için banda koyamazlar. TED وأولئك الذين يعملون بمجال الأمن لا يستطيعون مساعدتي ولايمكن لهم أن يقوموا بذلك لأجلي.
    Onlara bahane vermezsek bize başka bir şirketin önünde ateş açamazlar. Open Subtitles إذا كنا لا تعطيهم عذرا انهم لا يستطيعون اطلاق النار علينا، ليس أمام شركة أخرى.
    Ho-ho. Bize kesinlikle engel olamazlar. Oh, bence sen de hâlâ birşeyler var. Open Subtitles لا يستطيعون يسيطرون علينا تركت واحدا صغيرا
    Bizi hiper uzayda takip edemeyeceklerini sanıyordum. Open Subtitles كنت أنّهم لا يستطيعون تعقبنا بالفضاء الفوقي
    Hayır, yakalayamıyorlar. TED لا، لا يستطيعون.
    Günümüzde cep telefonu olan 3 milyar kişinin internet erişimi yok. TED ثلاثة بلايين شخص اليوم مع الهواتف لا يستطيعون الوصول إلى الإنترنت.
    Hem de bu düşünmeyi istemediklerinden değildir. Düşünmezler çünkü gerçekten yapamazlar. TED وذلك ليس لأنهم لا يريدون القيام بذلك، إنه حقًّا لأنهم لا يستطيعون.
    Fakat her nasılsa bağımlı insanlar tedavi için beklemek zorunda veya bazen ihtiyaçları olduğunda tedavi olamıyorlar. TED ولكن ولسبب ما، فإن المصابين بالإدمان عليهم الإنتظار لتلقي العلاج وأحيانا لا يستطيعون تلقي العلاج حين الحاجة.
    Artık bize daha önce erişmesi mümkün olmayan suçlular bize erişebilirler. TED المجرمين الذين كانو لا يستطيعون الوصول لنا من قبل يستطيعون وصولنا
    Peki neden yiyecek bulamayan bir milyar insanımız var? TED إذن ما هو السبب أن لدينا ملياراً لا يستطيعون الحصول على طعام؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد