"لا يعرفان" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bilmiyorlar
• haberleri yok
• tanımayan
• tanımıyorlar

Büyüttüğüm o iki çocuk, geçmişimde nasıl bir yaşamım olduğunu bilmiyorlar.
طفلين أحاول تربيتهما، اللذان لا يعرفان نوع الحياة التي كنتُ عليها

Ama endişelenme, onlar senin daha önce bilirsin.... hapiste olduğunu bilmiyorlar.
لكن لا تقلق، لا يعرفان أنك كنت، كما تعلم، في السجن

"Birbirlerinden hoşlanacaklar mı bilmiyorlar."
وفكرت أنهما لا يعرفان إن كانا سينجذبا لبعضهما أم لا

- Bilgisiz, haberleri yok ve umurlarında değil.
ليس لديهما فكرة عن الأمر لا يعرفان ولا يكترثان

Tamam. Birbirini henüz tanımayan insanlar arasında olabilecek bir şey.
انه فقط شئ بين شخصين لا يعرفان بعضهما حتى الآن

Annem ve babam Bob'u çok iyi tanımıyorlar. Babam bunu onayladı mı?
أبانا و أمّنا لا يعرفان بوب جيّداً ،هل وافق أبانا؟

"Konuşacak şeyleri var mı bilmiyorlar."
لا يعرفان إذا كان هناك أي شيء يمكنهما التحدث بشإنه

Bildiğimizi bildiklerini bildiğimizi bilmiyorlar.
لا يعرفان اننا نعرف انهما يعرفان اننا نعرف

Çünkü çıktığımızı bilmiyorlar. Sence yemeği mutfakta mı yemeliyiz?
لأنهما لا يعرفان أننا نتواعد أتظن علينا تناول الطعام في المطبخ؟

Senin olduğunu bilmiyorlar. Değil mi?
لا يعرفان أن ذلك الشخص هو أنت ، أليس كذلك؟

Satranç oynayanlar, ya nasıl oynanması gerektiğini bilmiyorlar ya da tıkandılar.
هذان الرجلان يلعبان الشطرنج إما أنهما لا يعرفان كيف يلعبان أو أنهما ثملان

Nerede olduğunu bilmiyorlar ve eminim senin için endişeleniyorlardır.
إنهما لا يعرفان أين أنتِ و أنا متأكد أنهما قلقين

Senin olmadığın biri gibi davrandığını bilmiyorlar.
إنهما لا يعرفان أنك تتصنع كونك شخصاً لست إياه

bilmiyorlar her hâlde.
من الواضح انهما لا يعرفان شيئا

Kendi çocuklarının kan grubunu bilmiyorlar.
انهما لا يعرفان فصيلة دم ابنتهما

Annelerini senin öldürdüğünü düşünüyorlar. Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorlar.
إنهما يظنان بأنكَ قمت بقتل والدتهما - حسناً، إنهما لا يعرفان شيئاً عني -

Burası hakkındaki her şeyi bilmiyorlar.
هما لا يعرفان كل شيء عن هذا المكان..

bilmiyorlar.
إنهما لا يعرفان

Ayrıca birbirlerinden haberleri yok.
أنها لا يعرفان بخصوص بعضهما البعض، لذا..

Ne kaçırdıklarından haberleri yok.
إنّهما لا يعرفان مالذي يفوتهما.

Henüz birbirini tanımayan iki adam arasındaki bir şey bu sadece.
انه فقط شئ بين شخصين لا يعرفان بعضهما حتى الآن

Balgam kültürü alıyorum. Belli ki birbirlerini tanımıyorlar.
واضح أنّهما لا يعرفان بعضهما البعض، لذا فهو ليس تعرّض لشيء سام