ويكيبيديا

    "لا يعطيك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • vermez
        
    • size benim emirlerimi
        
    Cehennemden gelen ev sahibi olabilirsin ama bu sana kanepemize yayılma hakkı vermez. Open Subtitles ربما تكون المالك بحق الجحيم، ولكن هذا لا يعطيك الحق بالاستلقاء على أريكتنا.
    Arada bana iş ayarlamanı takdir ediyorum... ama bu sana dersimi bölme hakkını vermez. Open Subtitles انا اقدر انك اعطيتنى لى ادوار تمثلية لكن هذا لا يعطيك الحق للتدخل فى عملى
    "Sırf aile ve hatta komşu olmamız sana... çocuklarımı yetiştirmemde kullandığım... yumuşatıcıya kadar hayatımın her yönüne sürekli olarak... burnunu sokma hakkını kesinlikle vermez." Open Subtitles فقط لأننا عائلة وتصادف أننا جيران فإن هذا لا يعطيك الحق بالتدخل باستمرار في كل جزء من حياتي
    Ama bu sana beni azarlama hakkını vermez. Open Subtitles ولكن هذا لا يعطيك الحق في انتقاد في وجهي.
    Subay değişim programı size benim emirlerimi sorgulama hakkını vermez. Open Subtitles برنامج تبادل الضباط لا يعطيك أى إمتيازات خاصة ....
    Subay değişim programı size benim emirlerimi sorgulama hakkını vermez. Open Subtitles برنامج تبادل الضباط لا يعطيك أى إمتيازات خاصة ....
    Ev sahibi olmanız kiracınızın evine istediğiniz an girme hakkı vermez. Open Subtitles أن تكون صاحب ملك لا يعطيك الحق لدخول غرفة مستأجرك أي وقت تريد
    Bak, benim için yaptığın her şeyin farkındayım, ama bu sana hayatımı kontrol etme hakkını vermez. Open Subtitles إسمع، أنا مدرك تماماً لكل ما فعلته من أجلي لكن ذلك لا يعطيك حق السيطرة على حياتي
    İşletmende sıhhi problemlerin olması başkasının işini kapattırma hakkı vermez. Open Subtitles لمجرد أن لديك مشاكل صحية في مشروعك لا يعطيك حق محالة إغلاق عمل شخص آخر
    Evet geçiriyoruz, ama bu sana bana pislikmişim gibi davranma hakkını vermez. Open Subtitles لا شيء، كنت اظن اننا نمضي وقتا ممتعا حسنا كنا كذلك، تحت كذلك ولكن هذا لا يعطيك الحق
    Bir hatibin kızı olman sana orospu gibi hareket etme özgürlüğü vermez. Open Subtitles بما أنك أبنه الخطيب هذا لا يعطيك الحق لكى تتصرفى كعاهره
    Bu size kendi kendinize halletme ve sizin yaptığınızı yapma hakkı vermez. Open Subtitles حسناً، هذا لا يعطيك الحق أن تأخد الأمر بيديك، و تفعل ما فعلت
    Bu sana benim adıma karar verme hakkını vermez. Open Subtitles هذا لا يعطيك الحق للبدأ باتخاذ القرارات.
    Biliyorsun, çünkü kanserden ölüyor olman böyle bir pislik olma hakkını sana vermez! Open Subtitles أتعرف, إحتضارك بمرض السرطان لا يعطيك الحق لتكون سيئاً
    Yine de bu sana başkalarının sanatını mahvetme hakkını vermez. Open Subtitles حتى لو، هذا لا يعطيك الحق لتذهب فقط وتخرب أعمال الآخرين.
    Bu sana başkalarinin ozeline karişma hakkini vermez ama, degil mi? Open Subtitles هذا لا يعطيك الحق كي تُدمر ممتلكات الناس، أليس كذلك؟
    Bak, sırf seninle evliliğim hakkında bir kaç şey paylaşmış olmam sana müdahale etme hakkını vermez. Open Subtitles استمع إلي, لأني شاركتك بعض الأمور عن زواجنا فهذا لا يعطيك حق التدخل فيه
    Pekala, yeni olmak burada sana giysisiz bir şekilde caka satma hakkı vermez. Open Subtitles حتى لو كنت جديد, هذا لا يعطيك الصلاحية للمجيئ هنا بلا ملابس

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد