Cehennemden gelen ev sahibi olabilirsin ama bu sana kanepemize yayılma hakkı vermez. | Open Subtitles | ربما تكون المالك بحق الجحيم، ولكن هذا لا يعطيك الحق بالاستلقاء على أريكتنا. |
Arada bana iş ayarlamanı takdir ediyorum... ama bu sana dersimi bölme hakkını vermez. | Open Subtitles | انا اقدر انك اعطيتنى لى ادوار تمثلية لكن هذا لا يعطيك الحق للتدخل فى عملى |
"Sırf aile ve hatta komşu olmamız sana... çocuklarımı yetiştirmemde kullandığım... yumuşatıcıya kadar hayatımın her yönüne sürekli olarak... burnunu sokma hakkını kesinlikle vermez." | Open Subtitles | فقط لأننا عائلة وتصادف أننا جيران فإن هذا لا يعطيك الحق بالتدخل باستمرار في كل جزء من حياتي |
Ama bu sana beni azarlama hakkını vermez. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يعطيك الحق في انتقاد في وجهي. |
Subay değişim programı size benim emirlerimi sorgulama hakkını vermez. | Open Subtitles | برنامج تبادل الضباط لا يعطيك أى إمتيازات خاصة .... |
Subay değişim programı size benim emirlerimi sorgulama hakkını vermez. | Open Subtitles | برنامج تبادل الضباط لا يعطيك أى إمتيازات خاصة .... |
Ev sahibi olmanız kiracınızın evine istediğiniz an girme hakkı vermez. | Open Subtitles | أن تكون صاحب ملك لا يعطيك الحق لدخول غرفة مستأجرك أي وقت تريد |
Bak, benim için yaptığın her şeyin farkındayım, ama bu sana hayatımı kontrol etme hakkını vermez. | Open Subtitles | إسمع، أنا مدرك تماماً لكل ما فعلته من أجلي لكن ذلك لا يعطيك حق السيطرة على حياتي |
İşletmende sıhhi problemlerin olması başkasının işini kapattırma hakkı vermez. | Open Subtitles | لمجرد أن لديك مشاكل صحية في مشروعك لا يعطيك حق محالة إغلاق عمل شخص آخر |
Evet geçiriyoruz, ama bu sana bana pislikmişim gibi davranma hakkını vermez. | Open Subtitles | لا شيء، كنت اظن اننا نمضي وقتا ممتعا حسنا كنا كذلك، تحت كذلك ولكن هذا لا يعطيك الحق |
Bir hatibin kızı olman sana orospu gibi hareket etme özgürlüğü vermez. | Open Subtitles | بما أنك أبنه الخطيب هذا لا يعطيك الحق لكى تتصرفى كعاهره |
Bu size kendi kendinize halletme ve sizin yaptığınızı yapma hakkı vermez. | Open Subtitles | حسناً، هذا لا يعطيك الحق أن تأخد الأمر بيديك، و تفعل ما فعلت |
Bu sana benim adıma karar verme hakkını vermez. | Open Subtitles | هذا لا يعطيك الحق للبدأ باتخاذ القرارات. |
Biliyorsun, çünkü kanserden ölüyor olman böyle bir pislik olma hakkını sana vermez! | Open Subtitles | أتعرف, إحتضارك بمرض السرطان لا يعطيك الحق لتكون سيئاً |
Yine de bu sana başkalarının sanatını mahvetme hakkını vermez. | Open Subtitles | حتى لو، هذا لا يعطيك الحق لتذهب فقط وتخرب أعمال الآخرين. |
Bu sana başkalarinin ozeline karişma hakkini vermez ama, degil mi? | Open Subtitles | هذا لا يعطيك الحق كي تُدمر ممتلكات الناس، أليس كذلك؟ |
Bak, sırf seninle evliliğim hakkında bir kaç şey paylaşmış olmam sana müdahale etme hakkını vermez. | Open Subtitles | استمع إلي, لأني شاركتك بعض الأمور عن زواجنا فهذا لا يعطيك حق التدخل فيه |
Pekala, yeni olmak burada sana giysisiz bir şekilde caka satma hakkı vermez. | Open Subtitles | حتى لو كنت جديد, هذا لا يعطيك الصلاحية للمجيئ هنا بلا ملابس |