Belki de deli diye birşey yok ve size akıl hastası teşhisi konulması deli olduğunuz anlamına gelmiyor. | TED | لذا ربما، تعرفون، ليس هناك شيء كالجنون، وكونك مشخصا بمرض عقلي لا يعني أنك مجنون. |
Bu işinize bağlı olmadığınız anlamına gelmiyor, size zevk veren başka şeyler de olduğu anlamına geliyor. | TED | هذا لا يعني أنك لست ملتزمًا بعملك، هذا يعني فقط أن لديك منافذ أخرى تجلب لك السعادة. |
Katili getirmek serbest olduğun anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | إلقاء القبض على القاتل، لا يعني أنك طليق الآن |
Haklı olduğun anlamına gelmez. | Open Subtitles | لا يعني أنك على حق لقد توقعت وقوف بالقلب |
- Ama bu o andan sonra yaptıklarından senin sorumlu olduğun anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنك مسئول عن كل أفعاله من حينها |
Bu yüzden birinci sınıfta olman, seni birinci sınıf insan yapmaz. | Open Subtitles | كونُك في الدرجة الأولى لا يعني أنك شخص من الدرجة الأولى |
Bunun yanında, aptalca konuşman aklımı yitirdiğim manasına gelmez. | Open Subtitles | و مع ذلك لا يعني أنك أوقعت نفسك في مأزق ما أنني فقدت عقلي |
Bir şeyi anlayamıyor olmanız onun kötü olduğu anlamına gelmez. On ceza daha! | Open Subtitles | أنه لا يعني أنك مخطىء وهنا عشر أشياء أخرى |
Bak, normal hayatımızda birbirimizi tanıyor olmamız burada özel bir muamele göreceğin anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | اسمع، كوننا نعرف بعضنا البعض في حياة سابقة لا يعني أنك ستحصل على معاملة خاصة |
Biliyorum ama bu çocuk sahibi olamazsın anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | أعلم ، لكن هذا لا يعني أنك لا تستطيعين أن تنجبي أطفالاً |
Annemin ölmüş olması, beni tanıdığın anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | مجرد موت أمي لا يعني أنك صرت تعرف كل شئ عني |
Terfi alman laboratuvarımdan ayrılacağın anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | أوه، كما تعلمين ، ليس بمجرد أن تحصلي على الترقية هذا لا يعني أنك يجب أن تتركي مختبري |
Programdan ayrıldığınızda, bu tehlikede olmadığınız anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | تَركتَ البرنامجَ هذا لا يعني أنك لست في خطر |
Fakat bu, sizin de kanser olacağınız anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يعني أنك ستصابين بمرض السرطان |
Senin için aptal bir sözcük kullanmamam benim için önemsiz olduğun anlamına gelmez. | Open Subtitles | عدم تلقيبك باسم تافه لا يعني أنك غير مهم بالنسبة لي |
Uzun zaman önce tanışmış olmamız, iyi bir arkadaş olduğun anlamına gelmez. | Open Subtitles | ربما كل ما يعنيه أنه مر زمن طويل لأنه بالتأكيد لا يعني أنك صديقة جيدة |
Aynı kana sahip olman buraya ait olduğun anlamına gelmez. | Open Subtitles | ففقط بسببكونك من السلالة لا يعني أنك تنتمين |
Rus olman benden daha iyi bir satranç oyuncusu olduğun anlamına gelmez. | Open Subtitles | ليس لأنك روسي لا يعني أنك تلعب الشطرنج أفضل مني |
Onun doğru adam olmaması, senin olduğun anlamına gelmez. | Open Subtitles | لمجرد كونه ليس مناسباً لا يعني أنك مناسب |
-Yaparsın ama bu suçlu olduğun anlamına gelmez. | Open Subtitles | -بل تبدو في الواقع، لكن لا يعني أنك مذنب |
Adının davetli listesinde olması seni ev sahibesi yapmaz. | Open Subtitles | كون أسمك في لائحة الأسماء هذا لا يعني أنك مقدمة الحفلة |
Bir kez daha yaşayabiliyor olman, bunu yapman gerektiği manasına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنك يمكن أن تعيش مرة أخرى لا يعني أنك يجب أن تفعل |
Bak, siz Bu epik mukadder evlilik biliyorum, ama sorunlarla karşı bağışık olduğu anlamına gelmez, özellikle her şeyi ile son zamanlarda üzerinde gitti. | Open Subtitles | إنظر ، نعلم أنكم تزوجتم زواج مصيري لكن هذا لا يعني أنك منيع للمشاكل . خصوصاً مع كل شيء يجري هنا مؤخراً |