Bir insanın bir şey üretirken emek sarfetmesi , o kişinin tüm hayatının o işten ibaret olduğu anlamına gelmez. | TED | لمجرد ان الشخص يقضي وقته في صنع قطعة من شيء لا يعني أنها تصبح ذلك، قطعة من شيء. |
Teorine uymuyor olması, yalan olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | كون كلامها لا يؤيد نظريتك لا يعني أنها تكذب |
Sır bir not bıraktı diye masum olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | حسنًا، فقط لأنها تركت ملاحظة لا يعني أنها بريئة. |
Onları görmezden gelmek hiç de zor değil. Ama bu, önemli olmadıkları anlamına gelmiyor. | TED | من السهل التغاضي عنها، ولكن ذلك لا يعني أنها غير مهمة. |
Bu korku hâlinde itaatkâr olmuş olabilir boyun eğmiş olabilir ama bu rıza göstermiş demek değildir. | Open Subtitles | في حالة خوف كهذه ربما تكون قد أذعنت، أو خضغت له لكن هذا لا يعني أنها وافقت. |
Başarılı bir kraliçe olmasını gerektirmiyor. | Open Subtitles | لا يعني أنها في طريقها لتكون ملكة عظيمة |
Birinin paranoyak olması haksız olacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لمجرد أن شخصاَ مذعوراَ لا يعني أنها غير صحيحة |
Ancak sırf ön cephe üstünkörü diye derin olmadığı anlamına gelmez. | TED | ولكن كون أن واجهة المباني هي شيء سطحي لا يعني أنها لا تشكل عُمقاً. |
Sana bir şey söyleyeyim. Şirin bir kız sana bir hikâye anlattı diye doğru olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | دعني أخبرك أمراً ، ليس لأن إمرأة جميلة أخبرتك قصة لا يعني أنها الحقيقة |
Dahi şapkası takması, dahi olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | إرتدائها قبعه إسمها الذكاء لا يعني أنها ذكيه |
Ama kimsenin onu daha önce görmemiş olması onun suçlu olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | لكن بسبب أنه لم يرها أحد من قبل لا يعني أنها مذنبة |
Maggie'nin konuşmaması, onun aptal olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنها لا تتحدث لا يعني أنها بلهاء |
Bağımlı olduğu anlamına gelmez. Daha 15 yaşında. | Open Subtitles | لا يعني أنها مدمنة سنها 15 فقط |
Hayır ama bu oyunun adil olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | لا، لكن هذا لا يعني أنها لعبة جميلة |
Sırf lütuftan bahsetmesi Şangay'da olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لمجرد قوله كلمة لا يعني أنها في " شنقهاي " |
Fakat bu başkalarının da yapamayacağı anlamına gelmiyor. | TED | ولكن هذا لا يعني أنها الوحيدة التي يمكنها القيام بذلك. |
Planın bir parçası olduğu anlamına gelmiyor... ama durumun o kadar da iyi görünmediği kesin. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنها كانت جزءاً من المؤامرة ولكن الأمر لا يبدو مبشراً أيضاً |
Sırf Adam'ın bir nişanlısı olduğunu bilmesi seninle yatacağı anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | حسنا, حتى و لو علمت بأن أدم مرتبط هذا لا يعني أنها ستنام معك |
Bu korku hâlinde itaatkâr olmuş olabilir boyun eğmiş olabilir ama bu rıza göstermiş demek değildir. | Open Subtitles | في حالة خوف كهذه ربما تكون قد أذعنت، أو خضغت له لكن هذا لا يعني أنها وافقت. |
Başarılı bir kraliçe olmasını gerektirmiyor. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنها ستغدو ملكة عظيمة |
Tessa ona karşı daima sadıktı. Bu bana da sadık olacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنها ستكون موالية لي |
Kapakçıktaki büyümeye sebep olmaması tüm vücudunda olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | لمجرد أنها ليست ما آذي صمامه لا يعني أنها ليست بجسده |