Bu ilk seferinde çuvalladığın gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | هذا لا يغيّر حقيقة أنّك رسبتَ في المرّة الأولى |
Ama bu stajyer olduğun gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | أحبّكِ، ولكن هذا لا يغيّر حقيقة كونكِ لا زلتِ مُتدرّبة |
Belki. Ama bana ihtiyacın olduğu gerçeğini değiştirmiyor bu. | Open Subtitles | ربما، ولكن هذا لا يغيّر حقيقة أنكِ بحاجة لي |
Önemi yok. Beni istediğin kadar aşağılayabilirsin. Bu bizim birbirimize benzediğimiz gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | لا يهمّ، أهينيني كما يحلو لكِ لكنّ ذلك لا يغيّر حقيقة تشابهنا |
Bu sırf biriyle yatmak için kötü bir karar verdiğin gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | هذا لا يغيّر حقيقة أنّكَ اتخذتَ قراراً خاطئاً لأنّكَ أردتَ ممارسة الجنس |
Ama bu, kendini acındırmak için yalan söylediğin gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يغيّر حقيقة أنك كذبت عليّ لاستدرار عطفي |
Ama yine de başka bir kadınla yattığın gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | ولكنّه لا يغيّر حقيقة معاشرتك لامرأة أخرى -لا أستطيع غفران ذلك |
İnsanları uzaklaştırıyorum ve karımın ölümünden dolayı suçluluk hissediyorum ama bu kocanı öldürdüğün gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | أنا أدفع الناس بعيداً وأشعر بالذنب بسبب وفاة زوجتي ولكن هذا لا يغيّر حقيقة أنّكِ قتلتِ زوجكِ أنا متأكّد من ذلك أكثر من السابق |
- Öyleyim. Ama bu onun, kendi kendinin en büyük düşmanı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | لا يغيّر حقيقة أنّ بطريقة تصرّفها هذه، |
Mark Bellison gökteki adamın konuşmak için seçtiği biri ama yine de bu, onun bir ezik olduğu gerçeğini değiştirmiyor ve çocuklarınız da birer ezik olabilir! | Open Subtitles | (مارك بيليسون) قد اختاره الرجل الذي في السماء ليتحدث من خلاله لكن ذلك لا يغيّر حقيقة كونه فاشلاً و أطفالك سيكونون كذلك أيضاً |
Muhteşem. Ama bunu onun yaptığı gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | لكنّ هذا لا يغيّر حقيقة أن هذا ما يفعله. |
Bu gece tekrar dönüşeceğim ve birini inciteceğim gerçeğini değiştirmez ama bu. | Open Subtitles | هذا لا يغيّر حقيقة أنّي سأتحوّل ثانيةً الليلة، و قد يتعرّض أحدٌ آخر للأذى |