ويكيبيديا

    "لا يكره" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • nefret etmez
        
    • nefret etmiyor
        
    • nefret etmeyen
        
    • nefret eksikliği
        
    Tatlım, bütün patateslerden nefret etmez. Open Subtitles عزيزتى, انه لا يكره كل أنواع البطاطس
    Birdenbire evrak işlerinden nefret etmez oldu. Open Subtitles فجأة أصبح لا يكره العمل التوثيقي
    Eskiden, öğrencilerimi dünyanın büyük çoğunluğu mültecilerden nefret etmiyor diye teselli edebiliyordum. TED في الماضي كنت قادرة على تطمين طلابي أن الأغلبية العظمى من العالم لا يكره المهاجرين.
    Aslında vücudumuz bunlardan nefret etmiyor. TED في الحقيقة جسدنا لا يكره ذلك ولكنه يحب ذلك
    Hayır, ama dinle, bana işinin bir kısmından nefret etmeyen bir kişi bul. TED لا، ولكن لحظة، اسمعوا، ستجدون أني شخص لا يكره عمله تمامًا.
    Biliyor musun, söylemem gerek, böyle şeylerden nefret etmeyen biriyle burada olmak çok güzel bir şey. Open Subtitles تعلم , يجب أن أقول أنه من الجميل فعلاً أن أكون هنا مع شخص لا يكره هذا النوع من الإحتفال
    Sen bulacaksın. Oğlum sana karşı nefret eksikliği çekmiyor. Open Subtitles أنت من سيفعل، ابني لا يكره أحدًا مثلك
    Küçük tavşanlar, Vaşaklardan nefret etmez. Open Subtitles الارنب لا يكره القطه
    Allah, onun yolundan gidenlerden nefret etmez! Open Subtitles الله لا يكره أتباعه
    Hayir, hayir. Isaac kimseden nefret etmez. Open Subtitles لا، لا، (ايزك) لا يكره أحدًا
    Yani, beğeni ölçütleri iyi ve dünyadan da nefret etmiyor. Open Subtitles لديه ذوق عالي و هو لا يكره الطبيعة.
    Ama tahmin edin, kim futboldan nefret etmiyor? Open Subtitles لكن توقعوا من لا يكره كرة القدم.
    Clapton, Billy Nolan'dan başka kimseden nefret etmiyor. Open Subtitles كلابتون لا يكره أحد ما عدا بيلي نولن
    O reklamcılıktan nefret etmiyor. Open Subtitles إنه لا يكره مجال الدعاية
    Canım nefret etmiyor Open Subtitles أنه لا يكره العيد يا عزيزتي
    Benden nefret etmeyen bir polis tanımadım. Open Subtitles لم ألتق أبدا شرطيا لا يكره هذا.
    Çok yazık olmuş, Kurt. Üzgünüm. İçimizde işinden nefret etmeyen tek sen vardın. Open Subtitles تلك الإشياء مجرّد خظّ عاثر، (كيرت) آسف، لكنّك الوحيد بيننا الذي لا يكره عمله تماماً.
    Kurt, çok üzgünüm tüm bu yaşananlar için. İşinden nefret etmeyen bir sen kalmıştın. Open Subtitles تلك الإشياء مجرّد خظّ عاثر، (كيرت) آسف، لكنّك الوحيد بيننا الذي لا يكره عمله تماماً.
    Sen bulacaksın. Oğlum sana karşı nefret eksikliği çekmiyor. Open Subtitles أنت من سيفعل، ابني لا يكره أحدًا مثلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد