İyi niyetli davranışlarını takdir ettiğimi bilmelisin. Ama dünyayı bu şekilde değiştiremezsin. | Open Subtitles | أريدك أن تعرف بأنّني أقدّر نواياك، لكن لا يمكنك تغيير العالم هكذا. |
Geçmişi değiştiremezsin. Denemeye devam edersen sıçmaya da devam edersin. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير الماضي لا تفتأ تحاول ولا تفتأ تخطىء |
Can çıkar huy çıkmaz. Asla kimseyi değiştiremezsin. Haksızlık ediyorsun. | Open Subtitles | الوحش يبقى دائمًا وحش لا يمكنك تغيير أي شخص |
Goa'uld'un dünyamı yerle bir ettiği gün olanları nasıl değiştiremiyorsam sen de o gün olanları değiştiremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير ما حدث في ذلك اليوم كما لا يمكنني تغيير اليوم الذي دمر فيه الجواؤلد عالمي |
Ve onların adlarını bilmeden dinsizleri değiştiremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير الوثنيين بدون معرفة أسماءهم |
Bu tip insanların düşüncelerini hayatta değiştiremezsin. | Open Subtitles | والناس أمثال هؤلاء لا يمكنك تغيير تفكيرهم. |
Bunun kulağa saçma geldiğini biliyorum ama bazen olanları değiştiremezsin denemeye bile değmez üstelik. | Open Subtitles | أعلم بأن هذا يبدو أمراً بغيضاً لكن في بعض الأحيان لا يمكنك تغيير الأشياء |
Ama her zaman pozisyon değiştiremezsin ki. Yani, illa sıkıştığın bir zaman olur. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك تغيير وضعك دائماً , أعني , أحياناً تصبح عالقاً |
Hiçbir şeyi değiştiremezsin. Bazen bir tarafın üzerine tükürüp yoluna devam etmelisin. Kahverengi bir günbatımına doğru. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير أى شئ فى بعض الأحيان عليك أن تنسى الموضوع و تستمر فى طريقك و اتجه الى غروب الشمس الهادئ |
Hemen kalk ve işine dön. Uyuklarken dünyayı değiştiremezsin. | Open Subtitles | و أن تستعدي و تذهبي للعمل ، لا يمكنك تغيير العالم و أنت ملقية في كبسولة النوم |
Benim onayım olmadan hastalarımdan birinin tedavisini değiştiremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير العلاج لاحد مرضاي دون الحصول على موافقتي قبل ذلك |
Kan her zaman akacak. Bunu değiştiremezsin. | Open Subtitles | ستكون هناك دائما دماء لا يمكنك تغيير ذلك |
İstediğin kadar bağır çocuk. Kaçmayacaklar. Doğalarını değiştiremezsin. | Open Subtitles | اصرخ بقدر ما تستطيع, يا فتى فلن يهربوا, لا يمكنك تغيير الطبيعة |
Bekle, Sue, bir takım performans sergilemişken kuralları değiştiremezsin. | Open Subtitles | أنتظري, سو لا يمكنك تغيير اللوائح بعدما يؤدي فرق واحد بالفعل |
İnsanların düşüncesini değiştiremezsin ama bir fark yaratıyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير طريقة تفكير الناس و لكنك تُحدث بَونْ |
Yaptığın şeyleri değiştiremezsin, ama olacağın kişiyi değiştirebilirsin. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير ما حدث ولكن يمكنك تغيير الإنسان الذي غدوته |
Satıcıyı öylece bize sormadan değiştiremezsin. | Open Subtitles | أنت فقط لا يمكنك تغيير المورد و تغيير الطلبات بدون اخبارنا |
Çünkü başkalarını değiştiremezsin ama kendini değiştirebilirsin. | Open Subtitles | لأنه لا يمكنك تغيير الآخرين لكن يمكنك تغيير نفسك |
Ne dediğini biliyorum. Bunu değiştiremezsin. | Open Subtitles | أعرف ما قلت، لا يمكنك تغيير ذلك |
Çok gerekmedikçe yazılımı asla değiştiremezsin olayı. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير البرنامج حتى لو اضطررت |