| Ben senin gibi hayaletleri göremiyorum ama onları kontrol edebilirim. | Open Subtitles | ،أنا لا يمكنني رؤية الأشباح مثلكِ ولكنني يمكنني التحكُم بالأشباح |
| Ama yine de, orada hareket eden hiçbir şey göremiyorum. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك لا يمكنني رؤية أي شيء يتحرك بالأسفل. |
| Bir halt göremiyorum. Cam çok kalın. Termal kameraya geç. | Open Subtitles | لا يمكنني رؤية شيء، الأشجار كثيفة للغاية استخدمي الفحص الحراري. |
| Göbeğini öyle tutarsan birşey göremiyorum. | Open Subtitles | ابتعد لا يمكنني رؤية شيء وبطنك في الطريق |
| Tatlım, düşüncelerini göremem. | Open Subtitles | لا يمكنني رؤية الأفكار يا عزيزتي يمكنني سماعها فقط |
| Yüzbaşım, ben hala bir şey göremiyorum. | Open Subtitles | أيها النقيب ، لا زلت لا يمكنني رؤية شيئا |
| Bahçede evet. Ama evimden, o bahçe kapılarını göremiyorum. | Open Subtitles | عبر الحديقة بالتأكيد، لكن لا يمكنني رؤية النوافذ الفرنسية |
| Yüzünü göremiyorum, Duvak takıyor Yüzü genç ve kızgın | Open Subtitles | لا يمكنني رؤية وجهها بسبب طرحتها ، لكنها شابه و غاضبه |
| Ses tellerini göremiyorum. Sen yapmalısın. | Open Subtitles | لا يمكنني رؤية الأحبال الصوتية عليكِ أنتِ فعل هذا |
| Arkasını döndü. Dudaklarını göremiyorum. | Open Subtitles | لا أفهم، لقد إستادرت لا يمكنني رؤية شفاهُها |
| ama şimdi baktığımda sandalyeleri göremiyorum bile. | Open Subtitles | ، لكن الآن عندما ألقي نظره لا يمكنني رؤية الكراسي حتى |
| Hiçbir şey göremiyorum. Kapkara. | Open Subtitles | حسنا، لا يمكنني رؤية أي شيء إنه السواد فقط |
| Yüzünü göremiyorum ama kesinlikle sıkılmış ve düşünceli bir ifade vardır. | Open Subtitles | , لا يمكنني رؤية وجهك لكن بالتأكيد هذه أكتافك عندما تكون متأملاً و حائراً |
| Arabistanlı Lawrance. Hiçbir şey göremiyorum. | Open Subtitles | بصيغة التقطها شخص في سينما سكوب حسنا لا يمكنني رؤية شيء |
| Perdeler kapalı. İçerde neler olduğunu göremiyorum. | Open Subtitles | الستائر منسدلة، لا يمكنني رؤية ما يحدث في الداخل |
| Bütün paramı alıyorlar. Kartlarını göremiyorum. Dolayısıyla kartlarını sayamıyorum. | Open Subtitles | لقد أخذوا أموالي، لا يمكنني رؤية بطاقاتهم بما يعني بأن لا يمكنني حساب بطاقاتهم، بمعني أنني ضائع |
| Hayır, bebeği göremiyorum. Paramızı çalmaya çalışan çifti görüyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني رؤية الطفل بل الزوجين يحاولان سرقة مالنا. |
| Görüntü çok bozuk. Hiçbir şey göremiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنها غير واضحة، لا يمكنني رؤية أي شيء. |
| Craig'i göremiyorum ve o soktuğumun hastanesinde kalıyor. | Open Subtitles | لا يمكنني رؤية كريج وهو يرقد في المستشفى اللعين |
| Anneni daha fazla göremem. | Open Subtitles | لا يمكنني رؤية والدتكِ بعد الآن |
| Daha çok emme lazım. Ne yaptığımı görmüyorum. | Open Subtitles | أريد المزيد من الامتصاص هنا لا يمكنني رؤية ما أفعله |
| Adamın yüzü görünmüyor ama ara sokağa girmiş. | Open Subtitles | لا يمكنني رؤية وجه الرجل، لكنّه ذهب إلى الزقاق. |