Dünyanın en iyi yazarı olmak istiyordu, ama Dostoevsky'nin gölgesinden asla kurtulamayacağına kendini ikna etmişti. | Open Subtitles | أراد أن يكون أفضل كاتب بالعالم لكنه أقنع نفسه أنه لا يمكنه أبداً أن يخرج من ظلال دوستويافسكي |
Üçüncü olarak tekrar onunla asla görüşmeyecek. | Open Subtitles | رقم ثلاثة, لا يمكنه أبداً التحدث إليها مجدداً |
Kitaplardaki her şeyi yapsam,hatta yunan formlarını birebir taklit bile etsem asla onların yaptıklarına yetişemem. | Open Subtitles | أنا ، من يستطيع محاكاة الكتب والأفكار اليونانية لا يمكنه أبداً أن يبتكر أي شيء مثل هذا |
Seçme şansı falan yok artık çünkü ona söylediğin şeyleri asla unutamaz. | Open Subtitles | لم يعد لديه خيار، لأنّه لا يمكنه أبداً عدم معرفة ما قلتيه له. |
O asla şaka yapamaz, sıkıcının önde gidenidir. | Open Subtitles | لا يمكنني إلقاء النكات لا يمكنه أبداً إلقاء النكات، إنه أكثر الرجال مللاً |
Bir daha asla dövüşemeyecek. | Open Subtitles | لا يمكنه أبداً المحاربة ثانية. |
Ama biz aynı seviyede değiliz ve o asla benim gibi bir kaçıkla birlikte olmaz. | Open Subtitles | لكنّنا لسنا على نفس المستوى، وهو لا يمكنه أبداً أن يكون مع مخيفة مثلي, لذا... |
Ben ile aranızda ne olursa, olsun ya da başkasıyla aranda ne olursa olsun neler hissettiğim asla değişmeyecek. | Open Subtitles | "أياً كان ما حصل معكِ و (بين)," "أياً كان ما حصل معكِ و أية شخص," "لا يمكنه أبداً تغيير طريقة شعوري." |
Makoni gibi biri geçmişinden asla kaçamaz. | Open Subtitles | (رجل مثل (ماكوني لا يمكنه أبداً أن يتجاوز ماضيه |
asla olamaz. | Open Subtitles | لا يمكنه أبداً أن يكون ابنك. |
- Ethan asla... | Open Subtitles | -إيثان لا يمكنه أبداً... |