Burada normal insanlarla tanışmanın bir yolu yok, değil mi? | Open Subtitles | حقًا لا يوجد طريقة عادية لمقابلة الناس هنا، أليس كذلك؟ |
Size, hayalet adresi vermedikleri sürece site'ye ulaşmanın hiç bir yolu yok. | Open Subtitles | لا يوجد طريقة للاتصال بالموقع إلا إن تم منحك عنواناً غير معروف، |
Bu okula girmeden, senin burada oynamanın bir yolu yok. | Open Subtitles | لا يوجد طريقة للعب ليس هنا ليس في هذه المدرسة |
Dürüst olalım, bu dolabı tek başına çevirmesinin imkanı yok. | Open Subtitles | لنكن صادقين لا يوجد طريقة بأنه يستطيع النجاح بإحتياله بنفسه |
Ne yapalım! Şu an kimin haklı olduğunu bulmamızın imkânı yok. | Open Subtitles | لا نهتم ، أقصد لا يوجد طريقة لنكتشف من على حق |
Belki haklısın. Fakat kızın bunlar olmamış gibi davranmasına imkan yok. | Open Subtitles | ربما أنت على حق عدا أنه لا يوجد طريقة لتجاهل الأمر |
Yani toksit seviyelerini belirlemek için hiç bir yol yok. | Open Subtitles | عندها لا يوجد طريقة لتقرير مستويات تسممه |
Kate, hepimiz ona inandık. Ama bu adamın gerçekten ne düşündüğünü bilmek imkansız. | Open Subtitles | كيت , كلنا صدقناه و لكن لا يوجد طريقة لمعرفة بما يفكر به |
Bunu sözlere koymamın hiçbir yolu yok sorun da bu. | Open Subtitles | لا يوجد طريقة لأوصف ذلك بكلمات وهذه هي المشكلة بذاتها |
Beyaz adamla başa çıkmanın başka yolu yok. | Open Subtitles | لا يوجد طريقة آخري للتعامل مع البيض يا بني |
Gördüğünüz gibi, bu yavrucağın dikkatini çekmenin hiçbir yolu yok. | Open Subtitles | كما ترون، لا يوجد طريقة لجذب انتباه هذا الفتى المسكين... |
Başka yolu yok. | Open Subtitles | لا استطيع يا كاتي، لا يوجد طريقة أخري تراجع عن كلامك |
Bundan kurtulmanızın hiçbir yolu yok ancak başlamanız... | Open Subtitles | روس , بالتأكيد لا يوجد طريقة لإزالته إلا أن تبدأ |
Bu işten sıyrıImanın bir yolu yok, değil mi? | Open Subtitles | لا يوجد طريقة لإخراجك من هذا أليس كذلك ؟ |
treni durdurmanın bir yolu yok. | Open Subtitles | أنا آسف جدا يا سيد، ببساطة لا يوجد طريقة لإيقاف القطار |
Bunu söylemenin güzel bir yolu yok. O yüzden doğrudan soracağım. | Open Subtitles | لا يوجد طريقة جيدة لقول هذا لذا سأسأل مباشرة |
Ama 30 tondan fazla çeker. İmkanı yok kaldıramazlar. | Open Subtitles | ولكنها تزن أكثر من 30 طن لا يوجد طريقة لديهم لرفعها |
Evet, senin bu kadar iyi olabilmenin imkanı yok. | Open Subtitles | نعم، لا يوجد طريقة يمكنك أن تصبح بهذه الجودة |
Alıcı ve bono ücreti bulup yakın zamanda para kazanmaya yetecek anlaşmalar yapmamızın imkânı yok. | Open Subtitles | لا يوجد طريقة لنجد عملاء, شروط تفاوض و ندفع بالصفقات من القمع حتى تدر لنا مال في اي وقت قريب |
Kesinlikle evin içinde. Çıkmasına imkan yok. | Open Subtitles | أنا واثق للغاية بأنّه في المنزل لا يوجد طريقة للخروج |
Bilmemize imkân yok tatlım. | Open Subtitles | حسناً يا حبيبتي لا يوجد طريقة لأعرف لكن أريد منكِ الخروج من هنا على أية حال |