Sonra onu tekrar evine getirin, sonra da şakalaşmaya başlayın, olanları polise itiraf ediyormuş gibi dalga geçin. | Open Subtitles | ثم خذاه لبيته ثم تبدأ أنت بالمزاح كأنكم تعترفون للشرطة |
Yetimhaneye. Sonra bir polis memuru evlatlık olarak beni evine aldı. | Open Subtitles | ميتم و بعد ذلك ضابط تبناني و أخذني لبيته |
Herkim evine kendi yuvasına dönmek isterse bırakın gitsinler. | Open Subtitles | اسمحوا لمن يرغب في أن يعود لبيته ويجتمع مع عائلته |
Yönetmenin köpeğini çaldın, onu evine geri getirdin, yeni filmi için seni seçmelere sokacağını umut ediyordun. Doğru mu? Sorun değil. | Open Subtitles | ورجعته لبيته, على أمل انه يعملّك اختبار أداء فى فيلمه الجديد, صح كده؟ |
evini ofis yaptı. Tavşan gibi saklanıyor. | Open Subtitles | لحقت به من مكتبه لبيته ولكنه مختفي مثل الجرذان |
Eğer suçluysa, deneyin. Eğer değilse, bırakın evine gitsin. | Open Subtitles | إذا كان مذنب يحاكم وإن لم يكن نتركه يعود لبيته |
Ateşi kesin. Herkes hemen evine dönsün. | Open Subtitles | حالا ، فليذهب الجميع لبيته ، اذهبوا لبيوتكم .. |
Hiç kimse evine böyle gelmeyi hak etmiyor. | Open Subtitles | ليس من المفروض ان يرجع احد لبيته ويجد هذا |
Belki de birini düşkünler evine yollamanın basit bir fotoğrafın üzerinde oynamaktan biraz daha ciddi olduğunu fark etmişimdir. | Open Subtitles | ربّما لأنّني أدرك أنّ التسبّب في فقد أحدهم لبيته أشدّ خطورة من تعديل لقطة فوتوغرافيّة |
İlk okuldan beri, sokak kedi ve köpeklerini toplayıp İnfaz Makinesi'nde öldürmek için evine götürüyordu. | Open Subtitles | منذ كان في المدرسةالابتدائية كان يلتقط القطط والكلاب الضالة ويأخذها لبيته ليقتلها بأداة اعدامه |
evine gitmemiş. İşe de gitmemiş. Ama babası River Heights Askeri Hastanesi'nde yatıyormuş. | Open Subtitles | حسناً، لم يذهب لبيته أو عمله لكن والده في مستشفى المحاربين |
Hayır, ben iki sokak geride oturuyorum. Ama hep Leo'yu evine kadar bırakıyorum. | Open Subtitles | لا, انا اعيش في الجهة المعاكسة لكن دائما اوصل ليو لبيته. |
Ona her şeyin bittiğini kabullendiğimi söylemek için evine gittim. | Open Subtitles | انا ذهبت لبيته لكي اخبره انني تماما قبلت ان الامر قد انتهى |
Yukarıdaki adam bunun on katını evine götürüyor. | Open Subtitles | الرجل بالأعلى يرجع لبيته بعشرة أضعاف هذا. |
Ve oğlumu öldüren çocuk hiç bir şey olmamış gibi evine gönderilecek | Open Subtitles | والولد الذي قَتلَه أرسل لبيته , كأن شيئاً لم يحدث |
Tom, bunları sana anlatmıştım. Üstelik, orada kimseyi tanımıyorduk bile. Yanıma gelip, evine birlikte gelmemi ve onunla içki içmemi teklif etti. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أننا سنأتي هنا لقد طلب مني الذهاب لبيته و تناول مشروب |
Ve bizi o çok güzel evine, plaja götürecek, ve bir havuzu var bir de güzel arabaları. | Open Subtitles | سيأخذنا لبيته الجميل والذي سيكون على الشاطيء وهناك سيكون مسبح وسيارات رائعة |
Hayır, iki blok geride oturuyorum. Leo'yu evine her gün ben getiririm. | Open Subtitles | لا, انا اعيش في الجهة المعاكسة لكن دائما اوصل ليو لبيته. |
Noel için evine gidiyormuş. | Open Subtitles | كان ذاهبا لبيته من أجل الكريسماس وكان يعيش في كونيتيكيت |
Bir kaç yıl önce, ona insülin iğnesi yapmaya evine gelirdim. | Open Subtitles | منذ أعوام، كنت آتي لبيته أحقنه بالأنسولين، أنا ممرّضة |
kasılmaya başladı,heyecanlandı evini aramak için arama izni çıkarmakla tehdit ettim. | Open Subtitles | انكر كل شيء، اصبح عصبيا هددته باستخراج امر تفتيش لبيته |