Çark kırılmış, bulmaya geldiğin gitmiş senin olan kayıp. | Open Subtitles | ستجد الخيط قد انقطع. ما أتيت لتبحث عنه، ليس موجوداً. ما كان ملكك، قد ضاع. |
Ve bu dişi, buraya yumurtladıktan sonra, başka yumurta kabul ederek yuvası olan başka bir erkek bulmaya gidecek. | Open Subtitles | وتلك الأنثى، بعد أن باضت هنا سترحل الآن لتبحث عن ذكر آخر بعش جديد لترى ان كان سيقبل بيضة أخرى. |
Sanırım fikrini değiştirip, beni bulmaya geleceğini umut etmiştim. | Open Subtitles | انتهى أعتقد أني كنت آمل أنها قد تغير رأيها ، وتأتي لتبحث عني |
Ama daha çok gençsin Böyle bir eğlence aramak için | Open Subtitles | ولكنك تبدو صغيرا جدا لتبحث عن هذا النوع من المتعه |
Hafıza koruyucumuz ve geçmişimizdir, kurtaracağımız son şey ve aramak için geri döneceğiniz ilk şeydir. | TED | إنها حافظات ذاكرتنا وتاريخنا، آخر شيء قد تلتقطه وأول شيء ستعود لتبحث عنه. |
Şu anda annesi dışarıda bir yerlerde ve Gwen'i arıyor. Hadi gidelim. | Open Subtitles | والأمر خرجت لتبحث عن جوين الآن ، هيا بنا |
Biz yani, iksir olmadan ona yenmek olamaz biz Gölgeler Kitap bizim için bulmak için bir cadı gerekir . | Open Subtitles | لا يمكننا أن نقضي عليه بدون الجرعة ، مما يعني نحتاج لساحرة لتبحث لنا . عن هذا في كتاب الظلال |
Annem de onu bulmaya gitti, ama o kaçırılmıştı. | Open Subtitles | ولهذا ذهبت هناك لتبحث عنه ولكنه كان قد اختُطف |
Bu bir iş gezisi değil, buraya aşkı lmmy'yi 3 yıl sonra bulmaya geldi. | Open Subtitles | إنها ليست هنا من أجل العمل بل لتبحث عن حبيبها إيمي الذي إنفصلت عنه منذُ ثلاث سنوات |
Bu eve gelmedi o, buraya beni bulmaya geldi. | Open Subtitles | لم تكن آتية لأجل المنزل كانت آتية لهنا لتبحث عني |
Kan bağı olan akrabalarını bulmaya gelmişti. | Open Subtitles | أختك الصغرى جاءت لتبحث عن عائلة من دمها |
Duncan'ı bulmaya kasabaya gitti. | Open Subtitles | لقد مَشتْ إلى البلدةِ لتبحث عن دنكان. |
İnsan atıkları, canlıları, yaşayabilecekleri başka bir yol veya hayatta kalabilecekleri başka bölgeler bulmaya zorluyor. | Open Subtitles | مشاريع بشريّة تضع جميع الخلائق... في محنة، لتبحث عن سبيل أو مكان جديد للحياة |
Kendinize bir yaşam kurmaya çalışmadınız ya da birini bulmaya... | Open Subtitles | لم تخرج لتبحث عن حياة, عن شخص ما |
Kanser hücrelerini aramak için programlayalım. | TED | لنعد برمجتها لتبحث عن الخلايا السرطانية. |
Iyice aramak gerekir. Ortalıkta, yüzeyde durmazlar. | TED | عليك أن تذهب لتبحث عنها. هي ليست ظاهرة على السطح. |
Diyelim ki bunu kaybolan şeyi aramak için batıya giden bir yabancı olarak istedim. | Open Subtitles | إفترض أنى طلبت منك كغريب ذاهب للغرب لتبحث عن تلك التى ضاعت |
Şimdi bu küçük atik kız çıktı ortaya, ...babasını arıyor. | Open Subtitles | و الآن هذه الفتاة الصغيرة الشجاعة تظهر نفسها، لتبحث عن والدها. |
Kinney eğitim gezisine mi çıkıyor yoksa yeni bir iş mi arıyor? | Open Subtitles | إذن (كيني) ستذهب في رحلة أم أنها ستذهب لتبحث عن عمل جديد |
Gemileri salıp arıyor musun? | Open Subtitles | أتذهب لتبحث عنهم؟ |
Beni bulmak için park alanına giderken, bir odaya girmiş. | Open Subtitles | بينما ذهبت لموافق السيارات لتبحث عنِّي, ذهبت إلى غرفةٍ ما... |
Seni bir sıkıştırırlarsa çıkmak zorunda kalırsın, yeni bir iş bulmak zorunda... | Open Subtitles | لو انهم فجأة طردوك ستذهب لتبحث عن عمل آخر |