Anahtarı vermeleri için el pençe divan durması gerekiyordu, öyle değil mi ? | Open Subtitles | لا بد انك فعلت اشياء غير مرضيه لتجعلهم يسلمونك مفتاح الطائره |
Anahtarı vermeleri için el pençe divan durması gerekiyordu, öyle değil mi ? | Open Subtitles | لا بد انك فعلت اشياء غير مرضيه لتجعلهم يسلمونك مفتاح الطائره |
Wow. Onları mutlu etmek için bayağı çabalamış gibisin. | Open Subtitles | اوه ,يبدوا انك تعمل كثيراً لتجعلهم سعداء |
Harekete devam edebilmek için buhar gücü ve çark mekanizması kullanıyorlar. | Open Subtitles | يستخدمون قوّة بخارية على مدار الساعة لتجعلهم يواصلون القتال |
Sen o sesinle attıkları çöpleri onlara geri toplatabilirsin. | Open Subtitles | فتستخدم أنت صوتك المرعب لتجعلهم يلتقطوا مارموه |
Harekete devam edebilmek için buhar gücü ve çark mekanizması kullanıyorlar. | Open Subtitles | يستخدمون قوّة بخارية على مدار الساعة لتجعلهم يواصلون القتال |
Seni buraya onları daha iyi hale getirmen için getirdim, sokağa atman için değil. | Open Subtitles | لقد أحضرتك لتجعلهم أفضل ليس لتطردهم في الشارع |
Birini aldatıp onlara söylediğinde bunu onları iyi hissettirmek için yapmazsın. | Open Subtitles | كلاّ، حينما تقوم بخيانة أحدهم وتخبرهم بذلك ذلك ليس لتجعلهم يشعرون بشعورٍ أفضل.. |
Çoğaltmak için kod gerekiyor. Kod bende gizli olduğundan o seçeneği eleyebiliriz. | Open Subtitles | لتجعلهم ستة تحتاجُ للرمز والذي يعني أنهُ بخزانتي، لذا لنستثني ذلك |
Şey, ben pek çok kadının berbat meslekli erkeklere, onları iyi hissettirmek için yalan söylediğini duydum. | Open Subtitles | ذوي الأعمال الحقيرة لتجعلهم يشعرون بشعور أفضل حسناً |
"Size karşı aynı şeyleri hissetmesi için her şeyi yapıyorsunuz." | Open Subtitles | و تريد ان تفعل اي شيئ لتجعلهم يشعرة بنفس الاحساس حولك |
İnsanları çözmeye çalışmayı bırak. İstediğini yapmaları için onlara ulaşmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | توقف عن محاولة اكتشاف الناس فقط لتجعلهم يفعلون ما تريده |
İtaat etmelerini sağlamak için şirket ne yapıyor? | Open Subtitles | ماذا تفعل الشركة لتجعلهم يخضعون ؟ |
- Atış talimi için filan? | Open Subtitles | لتجعلهم أهداف للرمي وما إلى ذلك ؟ |
- Böyle davranmaları için ne yaptın? | Open Subtitles | - ما الذي فعلت لتجعلهم يفعلون هكذا؟ - |
Ve en azından bu gece ondan nefret etmeleri için onlarla yeterince oynadıktan sonra, ikisini de reddedecek. | Open Subtitles | و(سيرينا) سترفض كل منهما ولكن فقط بعد أن تلعب معهما لتجعلهم يكرهونها على الأقل من أجل الليلة |
Şüphecileri inandırmak için gereken kanıt. | Open Subtitles | برهان للمشككين لتجعلهم يصدقون |
Daha sonra korkuyu onlara istediği şeyleri yaptırmak için kullandığını fark ettim. | Open Subtitles | ادركت لاحقاً انها استخدمت ذلك الخوف لتجعلهم يؤدون مبتغاها حاصرونا ! |
Biliyorsunuz Quahog Alışveriş Merkezi hakkında en iyi şey Tiffany'e gidip mümkün olan her şeyi yapıp onlara bir şeyler alacağımı düşündürmek. | Open Subtitles | كما تعلم , أفضل شيء في المركز التجاري لكواهوغ. أن تذهب إلى داخل تيفاني و تفعل كل شيء ممكن. لتجعلهم يظنون أنك ربما ستشتري شيئا. |