Bunu söylemek için 500$ lık teste mi ihtiyaç vardı? | Open Subtitles | أكان عليك إجراء فحص بـ 500 دولار لتخبرينا بهذا |
Ve söylemek için şimdiye kadar bekledin çünkü...? | Open Subtitles | وانتظرتى كل هذا لتخبرينا الآن ؟ |
Yine Liam'ı alacağını söylemek için çağırdıysan bizi duymak istemiyoruz. | Open Subtitles | إذا أحضرتينا هنا لتخبرينا أنكِ ستأخذين "ليام" و ستغادرين مرة أخرى -فإننا لا نريد أن نسمع هذا |
Bize söyleyeceğin bir şey varsa, şimdi tam sırasıdır. | Open Subtitles | اذا كان هناك شيئ لتخبرينا به فهذا هو الوقت المناسب. |
Bize söyleyeceğin herhangi bir şey var mı? | Open Subtitles | أهنالك أي شيء لتخبرينا أياه ؟ |
Bize şantajı anlatmaya mı gelmiştiniz? | Open Subtitles | أتيتِ إلى هنا لتخبرينا أن تتعرضين للإبتزاز ؟ |
Arayıp neler olduğunu anlatmaya çalıştın. | Open Subtitles | أنتي حاولتي أن تتصلي بنا لتخبرينا ماذا حدث |
Bunca yolu bunu söylemek için mi geldin? | Open Subtitles | هل أتيتِ كل هذه المسافة لتخبرينا بذلك؟ |
Sadece başımız belaya girdiğinde ya da başımızın belada olduğunu söylemek için gelecekten sen aradığın zaman çalacağını söylemiştin. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} قلتٍ أنّ هذا الهاتف يرنّ فقط إن كنّا بمشكلة، أو أنتِ تتّصلين من المستقبل لتخبرينا بأنّنا بمشكلة. |
Bize neyi anlatmaya çalıştın? | Open Subtitles | ماذا لديك لتخبرينا ؟ |