Ben bunu gerçekliğin farklı parçalarını alıp, başka bir gerçeklik yaratmak için bir araya getirdiğimiz bir yap-boz olarak görüyorum. | TED | أراها فقط كلغز للواقع حيث يمكن أن تجمع قطعا مختلفة من الواقع معا لتخلق واقعا بديلا |
Koç ve boğa gibi bazı toynaklı memeliler, çiftleşme sırasında uyarılma yaratmak için, penisin sol tarafında bulunan kamçımsı uzvu kullanırlar. | TED | وبعض الحافريّات، كالأكباش والثيران، تستخدم امتدادًا أشبه بالسوط على يسار العضو الذكري لتخلق إحساسًا خلال التزاوج. |
Çatlaklar ortaya çıktığında ve su betona damlatıldığında, sporlar çimlenmekte, büyümekte ve onları çevreleyen besin çorbasını tüketmekte, kalsiyum karbonatın büyümesi için mükemmel koşulları yaratmak için yerel ortamlarını değiştirmektedir. | TED | عندما تظهر التشققات أخيرًا وتتسرب المياه داخل الخرسانة تنبت البذيرات، تنمو، وتستهلك الشراب المغذي الذي يحيط بها، تعدل بيئتها المحيطة لتخلق الظروف المناسبة لنمو كربونات الكالسيوم. |
bir solucan deliği yaratabilmek için, uzayın dokusunda bir yırtık veya bir delik oluşturmalısınız. | Open Subtitles | لتخلق ثقب دودى, يجب أن تُمزِّق أو تقوم بشق ثقب فى نسيج الفضاء. |
Para kısıtlamasına rağmen anne oğluna hoş bir ortam yaratabilmek için elinden geleni yapmış. | Open Subtitles | المال قليل و لكن الام فعلت ما بوسعها لتخلق عالما لطيفا لابنها |
Neden bunu yapayım? Hiçbir zaman çözülemeyecek bir bulmaca yaratmak için. | Open Subtitles | لتخلق لغزاً لا يمكنك حله أبداً |
Asla çözemeyeceğin bir bulmaca yaratmak için. | Open Subtitles | لتخلق لغزاً لا يمكنك حله أبداً |
Türler arası denge yaratmak için. | Open Subtitles | لتخلق التوازن بين الفصائل |
Olumlu enerji yaratmak için olumsuz enerjiyi yok etmelisin. | Open Subtitles | .دمر السلبية لتخلق الإيجابية |