Halk ilk Wonka Altın bileti'nin bulunmasıyla büyük bir heyecan içine girdi. | Open Subtitles | توافد إلينا فجأة مراسلوا وكالات الأنباء العالمية بسبب الإكتشاف غير المتوقع لتذكرة وونكا الذهبية الأولى |
Uçak bileti için para biriktirdim ama seni bulamadım. | Open Subtitles | أنا إحتفظتُ بمالي لتذكرة طيرانِ لكن لم استطعُ العثور عليك |
48'in altındaki herhangi bir yere gidecek otobüs bileti param var. | Open Subtitles | لديّ مايكفي لتذكرة حافلة . يمكن أن تأخذكِ لأيٍّ مكان في أيّ ولاية |
Hayır Charlie, senin bilete ihtiyacın yok çünkü biletin varmış gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | لا يا شارلي.. أنت لا تحتاج لتذكرة لأنك تبدو كمن لديه تذكرة |
Gecikmeler olsa da hala bir bilete ihtiyacın var tatlım. | Open Subtitles | بغض النظر عن التأخير لا تزالين بحاجة لتذكرة, أيتها الحبوّبة |
Böyle bir uçakta, biletin varmış gibi görünürsen, bilete ihtiyacın olmaz. | Open Subtitles | لمثل هذه الطائرة لا تحتاج لتذكرة إن كنت تبدو وكأن لديك تذكرة |
Ablam elimdeki tüm parayı aldığından uçak bileti için param kalmadı. | Open Subtitles | أختي أخذت كل ما عندي من المال حتى أنا لم يكن لدي مال لتذكرة العودة إلى كوريا |
Bana para lâzım, ya da bir otobüs bileti. | Open Subtitles | أحتاج لبعض المال وربما لتذكرة حافله لكي أستطيع المغادره |
Minnesota'ya otobüs bileti lazım olan bir kıza göre fazla süslüsün. | Open Subtitles | انت تبدين بحالة جيدة بالنسبة لفتاة بحاجة لتذكرة حافلة عائدة الى مينسوتا |
Kredi kartı ekstresi bileti Fairbanks'in aldığını gösteriyor. | Open Subtitles | فيكتوريا أندروز. ولدي بطاقة الائتمان بيان يبين انه دفع لتذكرة الطائرة لها. |
Bak, harçlığımdan biriktirdiğim biraz param var. Otobüs bileti için yeterli olacaktır. | Open Subtitles | اسمعي، أدّخر بعض النقود ستكون كافية لتذكرة الحافلة |
Rollins'in, Malvern İstasyonu'ndan bir tren bileti aldığı doğrulandı. | Open Subtitles | كشك تذاكر في الليل في محطة مالفيرن سجل شراء رولينز لتذكرة قطار |
Buradaki herkes otobüs bileti için verdi. | Open Subtitles | لذا كل من هنا يضع المال لتذكرة الحافلة |
Ama ona kumar borcundan bahsetmedim yani eve dönüş bileti için yollayacağı bütün para aşağılık Barry'ye olan borcuma gidecek-- | Open Subtitles | المال الذي أرسلته لي لتذكرة عودتي للمنزل, سيكون عليَّ دفعه للقذر (باري). |
Avery'nin gömlek cebinde uçak bileti koçanı buldum. | Open Subtitles | -بالحديث عن هذا الموضوع وجدت أرومة شيك لتذكرة طيران في قميص (أفيري) |
Anlamıyorsun. Bu gece bir bilete ihtiyacım var. | Open Subtitles | لا أنتِ لا تفهميني أحتاج لتذكرة الليلة |
Sanırım bir bilete ihtiyacım var. | Open Subtitles | أعتقد اني أَحتاجُ لتذكرة. |
Sadece taklit bir bilete ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة لتذكرة وهمية. |
Bizim bilete ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لسنا بحاجة لتذكرة |
- Hadi, bir bilete ihtiyacım var! | Open Subtitles | ! هيا ، أحتاج لتذكرة . أحتاج لتذكرة |
Ama benim, benim bilete ihtiyacım var. | Open Subtitles | أما أنا؟ أحتاج لتذكرة |