ويكيبيديا

    "لتصحيح" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • düzeltmek için
        
    • düzeltme
        
    • düzeltmenin
        
    • düzeltmeye
        
    • düzeltecek
        
    • telafi
        
    • düzeltmen
        
    • düzeltmesi
        
    • yoluna koymak
        
    • İşleri
        
    • düzeltmemin
        
    • yoluna koymaya
        
    • düzeltmeniz için
        
    Dinle Jason, yaptıklarımı düzeltmek için vereceğin cevaplara ihtiyacım var. Open Subtitles أصغ جايسون أنت يجب أن تعطيني بعض الردود لتصحيح ماأفعله
    Bazen işleri düzeltmek için ikinci bir şans elde edemezsin. Open Subtitles في بعض الأحيان لا نحصل على فرصة أخرى لتصحيح الأمر
    Aşırı heyecan durumlarında oluşan ritim bozukluğunu düzeltmek için bir elektrik akımı yolluyor. Open Subtitles إنّه يُوصل ضربة من الكهرباء لتصحيح عدم إنتظام ضربات القلب خلال حالات التوتر.
    İşin kolayına kaçtığın için seni suçlayamam fakat bu yanlışı düzeltme zamanın geldi. Open Subtitles لن ألومك على قطف ثمرة قريبة لكن .. الوقت قد حان لتصحيح الخطأ
    Biliyorsun, işleri düzeltmenin şu anda tek bir yolu var. Open Subtitles أتعرف الآن هناك طريقة واحدة لتصحيح الأمور
    Yani bunu geçmişte 2003' te keşfettikten sonra yapmamız gereken şey bunu düzeltmeye çalışmak için bir yol bulmaktır. TED ما نود القيام به بعد اكتشاف هذا في عام 2003 هو التوصل إلى وسيلة ما لتصحيح ذلك.
    Fikirlerimizin sadece zararsız ve işe yarar türevleri yayılmaya devam etsin diye yanlış kavramaları düzeltmek için ısrarla çalışmaya devam etmek durumundayız. TED لذا علينا تصحيح المسار باستمرار.. لتصحيح طرق فهمنا.. حتى تستمر في الانتشار تلك الأفكار الحميد والمفيدة فقط.
    Araba kaymaya başlıyor, düzeltmek için dramatik bir manevra ve görüldüğü gibi zihinsel iş yükünde bir değişiklik yok. TED تبدأ السيارة بلإنزلاق، مناورة شديدة لتصحيح ذلك، ولا تغيير على الإطلاق في الجهد العقلي.
    Bu manevra o kadar hızlı gerçekleşecektir ki bu esnada hareketi düzeltmek için konumlandırma geri bildirimini kullanamayız. TED ستحدث هذه المناورة بسرعة هائلة لدرجة أنه لا يمكننا استخدام التغذية الرجعية للموقع لتصحيح الحركة أثناء تنفيذها.
    Geleneksel olarak, önceki işlev bozukluğunu düzeltmek için yeni kanunlar çıkartılıyor. TED مؤسسياً، يتم سنّ قوانين جديدة لتصحيح الاختلالات السابقة.
    Bu okulu düzeltmek için işe tepeden başlamalıyız. Open Subtitles لتصحيح مسار هذه المؤسسة ينبغي أن نبدأ من القمة.
    Bu şüpheli nesneyi nereden buldunuz bilmiyorum, ...ama sorunu düzeltmek için her önlem alındı. Open Subtitles لا أدري من أين حصلت على هذه القطعة المشبوهة لكنه تم وضع كافة التدابير لتصحيح الأمر
    RNA virüslerinin genellikle düzeltme mekanizması yokken DNA virüslerinin var. TED لا تملك فيروسات الرنا عموماً آلياتٍ لتصحيح الأخطاء، على عكس فيروسات الدنا.
    Ben kariyerimin büyük bölümünü, bize daha net görüntü sağlayacak atmosferik düzeltme yolları aramakla geçirdim. TED لذا، قضيت الكثير في مهنتي في العمل على طرق لتصحيح الجو، ليعطينا منظراً أوضح
    Ama bu dünyayı düzeltmenin başka bir yolu yoktu. Open Subtitles لكن لم يكن هناك أية طريقة أخرى لتصحيح ذلك الأمر
    Eğer bunu düzeltmenin bir yolunu bulamazsan paramı almamın başka yollarını bulmak zorunda kalacağım. Open Subtitles إن لم تكن لديك طريقة لتصحيح الأمر، فسأضطر للجوء لطرق أخرى للحصول على أموالي.
    Daha önce yanlış olan şeyleri düzeltmeye çalışırken. Open Subtitles ووجدت نفسي أقفز من حياة لأخرى أكافح لتصحيح ما سار خطئاً
    Hep işleri düzeltecek vaktimiz olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles لقد كان لدينا دائما حيزا من الوقت لتصحيح الامور
    Olanları telafi etmek için elimden ne gelirse yapacağım ama benim hatam yüzünden onları cezalandırmayın. Open Subtitles سأفعل كل ما يجب لتصحيح ما حدث لكن لا تعاقبهم على أخطائي
    Ama bunu düzeltmen için sana bir fırsat daha vereceğiz. Open Subtitles لكنّنا سنمنحك فرصة أخرى لتصحيح الأمر.
    Bazen, sadece bazen karga, ruhu yanlışları düzeltmesi için geri getirirdi. Open Subtitles ثم احيانا فقط احيانا الغراب يستطيع جلب هذة الروح لتصحيح الاوضاع الخاطئة
    Üzgün olduğunu biliyoruz, sonuna kadar da haklısın ama mümkünse her şeyi yoluna koymak için ikinci bir şans istiyoruz. Open Subtitles نعلم أنكِ مستاءة، ولكِ كل الحق في ذلك لكن إن لم يكن لديكِ مانع، فإننا نريد فرصةً أخرى لتصحيح الأمور
    Sanırım benim de yaptığım bazı hataları düzeltmemin zamanı geldi. Open Subtitles لقد حان الوقت لتصحيح بعض الأخطاء التي ارتكبتها.
    Şimdi de çaresizce işleri yoluna koymaya çalışıyorsun. Open Subtitles والآن أنت يائس في محاولة لتصحيح الأمر
    Ama ikinizi de severim, bu yüzden işleri düzeltmeniz için bir şans daha vereceğim. Open Subtitles لكني أحب كلاكما لذا, سأمنحكم فرصة لتصحيح الأمر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد