Bir gün seni de tamir edeceğim. | Open Subtitles | لأنه يوما ما سيجد عبقري آخر لتصليح سفينته |
Şimdi, önümüzdeki iki dakikayı... titreyerek, terleyerek... tamir edilmeyi bekleyen bozuk bir saat gibi geçirmem gerekecek. | Open Subtitles | الآن يجب على أن أمضي الدقيقتين القادمتين ارتعش و أتصبب عرقا كساعة قديمة تحتاج لتصليح |
Hemşire birinin monitörü tamir etmeye geleceğini söyledi. Onlar gelene kadar bekleyebilirim. | Open Subtitles | قالت الممرضه بأن هنالك رجل قادم لتصليح آلات المراقبه يمكنني أن أبقى معك حتى يأتي |
Panjuru onarmak için ... birilerini çağırmak zorundayız. | Open Subtitles | يجب أن نحصل على شخص ما ... بأيثمن لتصليح تلك الستارة |
Raylı sistem! Hala parayı ana caddeyi düzeltmek için kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | ما زلت أعتقد علينا صرف المال لتصليح الشوارع |
Güney Miami'de Tv tamir dükkanı işletiyor. | Open Subtitles | إنه يدير ورشة لتصليح التلفزيونات جنوبي ميامي |
Ama yaklaşık bir ay önce bayanın biri bu kolyeyi, tamir ettirmek için getirmişti. | Open Subtitles | لكن جلبت امرأة هذه القلادة لتصليح المفصلة منذ حوالي شهر |
Mission Hill'den bir beceriksize barın arkasındaki galvanize boruyu tamir etmesi için 5 bin dolar ödedim. | Open Subtitles | لقد دفعت للتو لمهرج ما 5000 دولار لتصليح أنابيب الضخ |
Tamam 2,5 saatin var. Sadece motoru çalıştır. Bizi kalanı tamir edecek kadar hayatta tut olur mu? | Open Subtitles | لديك ساعتان ونصف، شغّل المُحرّك، لتبقِنا أحياءً بما يكفي لتصليح البقيّة. |
Sattığım ilk resmin parasıyla arabamı tamir ettirmiştim. | Open Subtitles | اول لوحه بعتها على الاطلاق استخدمت اموالها لتصليح سيارتي |
İstediğim şekilde Humvee'ni tamir etmek yerine korkunç müzik dinlemekle meşgulsun. | Open Subtitles | أنت منشغل جدّا للاستماع للموسيقى لتصليح سيارة "هامفي" خاصتك، كما طلبت؟ |
Konuşabiliriz, birbirimize gider geliriz. Ayrıca arabanı tamir ettirmek istersen maliyetine hallederim. | Open Subtitles | يمكننا التحدُّث وتبادل الزيارات، وإن احتجت لتصليح سيارة قط |
Bir gün izin alıp, bunu tamir etmeni tavsiye etti. | Open Subtitles | لقد أقترحت لتأخذ يوم عطلة لتذهب لتصليح السباكة |
Albert Köprüsü yakınlarında harabe bir evin kırılan bir camını tamir etmek için aranmış. | Open Subtitles | والذي قال بانه تم استدعائه لتصليح نافذة مكسورة في منزل مهجور بالقرب من جسر ألبرت |
Hasar geniş bir alanı kapsıyor tamir edilemeyebilir. | Open Subtitles | الضرر الذي لحق به كان ممتدً قد تكون غير قابلة لتصليح |
Bayan Marsh onu Jaguar'ı tamir etmesi için tutmuştu. | Open Subtitles | عيّنه السيد "مارش" لتصليح سيارة الـ"جاغوار". |
Gemiyi tamir etmek için, anlaştığımız yere gelmedi. | Open Subtitles | لهذا جاء بعدنا لتصليح سفينته- رأيت ميرفي. |
Yani tamir için Henry'yi çağırmadığımız zamanlarda. Evet. | Open Subtitles | اقصد ,عندما لا ندعوا هنري لتصليح الأشياء . |
Bir kaç gün içerisinde gemiyi onarmak için gerekli malzeme ile geri döneceğiz. | Open Subtitles | سنعود في غضون أيام لتصليح سفينتنا |
Mavi Dünya hakkında konuşmama müsaade edilmiyor. Kapıyı onarmak gerek. | Open Subtitles | الباب يحتاج لتصليح |
Belki de hala bunu düzeltmek için yapabileceğim bir şeyler vardır. | Open Subtitles | او ربما هنالك شئ يمكنني فعله لتصليح الوضع |
Ya da biraz zaman kazanıp durumu düzeltmek için gerçeği çarpıttım. | Open Subtitles | أو تحايلت على الحقيقة لكسب بعض الوقت لتصليح الأمور |