Kılavuzlarımızla ilişkilerimizi geliştirmek için yıllar harcadık, ki onları koruyabilelim. | Open Subtitles | نحن نمكث عدة سنوات لتطوير علاقاتنا بالمرشدين وهكذا نستطيع حمايتك |
Espri anlayışınızı geliştirmek için 14 sene beklediğinize inanamıyorum ama yine de iyiydi. | Open Subtitles | لا اصدق انك أنتظرت كل هذه المدة لتطوير حس الفكاهة لديك لكنها جيدة |
Buradaki verileri çok kesin ve detaylı üç boyutlu modeller geliştirmek için kullanabiliriz. | TED | وبالطبع يمكن أن تُستعمل البيانات لتطوير نماذج ثلاثية الأبعاد دقيقة ومفصلة للغاية. |
Kar amacı gütmeyen ilaç geliştirme acentaları olabilir örneğin. | TED | ويمكن أن يكونو وكالات غير ربحية لتطوير الأدوية ، على سبيل المثال. |
LP: 18 yıl önce insanların insansız araçlar üzerine çalıştığını öğrendiğmde bundan büyülenmiştim ve bu projeler bir süredir devam ediyor ancak bunun dünyayı geliştirme yönünde yaratacağı fırsatlar beni çok heyecanlandırıyor. | TED | ل.ب: منذ 18 سنة علمت أن هناك أشخاصا يعملون على سيارات أوتوماتيكية، ففُتِنتُ بهذا الأمر، إذ يتطلب إطلاق هذه المشاريع بعضا من الوقت، لكنني متحمس جدا بشأن الإمكانيات التي تتيحها لتطوير العالم. |
Bunu yakaladığınız zaman, başkalarının hayat standartlarını onlar yaşadıkça -- her an, geliştirmek için yaşıyorsunuz. | TED | وإذا استطعت تثبيت ذلك، أنت تقف لتطوير جودة الحياة لشخص ما لكل لحظة لبقية حياتهم. |
Sıvı metal bataryayı geliştirmek için öğrencileri ve doktora sonrası araştırmacıları işe aldım ve onlara danışmanlık yaptım. | TED | لتطوير بطارية المعدن السائل، قمت بتشغيل طلاب و باحثين مع تقديم الإرشاد لهم. |
Bu yüzden üstlere yakın olduğumuz aslında tek bir alan var, o da öğretmenlerimize becerilerini geliştirmek için ihtiyaç duydukları yardımı vermekteki başarısızlığımızda. | TED | في الواقع هناك مجال واحد نقترب فيه من القمة، وهو فشلنا في تقديم المساعدة التي يحتاجها مدرسونا لتطوير قدراتهم. |
Fakat 1989'da bilgisayar ekranındaki -internetteki veya o an ekrandaki- şeyi okuyacak bir program geliştirmek için Bill Joyce ile birlikte bir ekip kurdu. | TED | ولكن في عام 1989، اشترك مع بيل جويس لتطوير برنامج يستطيع أن يقرأ ما يوجد على شاشة الكمبيوتر من الإنترنيت أو الكمبيوتر. |
Çocuk konseri piyanisti olduğundan kas hafızasını geliştirmek için inanılmaz bir yeteneği vardı. | TED | كطفلة تعزف على البيانو في الحفلات اكتسبت قدرة كبيرة لتطوير عضلات الذاكرة. |
Aklımıza bu fikrin gelmesinin ardından, bir prototip geliştirmek için çok uzun bir çalışma süresi başladı. | TED | بعد تلك اللحظة من الإلهام، جاء وقت طويل جدا من الجهد لتطوير نموذج أولي. |
Kendi taşıma sistemimizi geliştirmek için milyarlarca yıl bekleyemeyiz. | TED | ولكننا لا نستطيع الانتظار لمليارات السنين لتطوير أنظمة النقل الخاصة بنا. |
Fakat yönetimlerin, bizi ve ortak faydayı korumak için yeni karşı stratejiler geliştirme sorumluluğu vardır. | TED | لكن الحكومة على عاتقها مسؤولية لتطوير خطط مضادة لحمايتنا والصالح العام. |
Şu sıralar bu benim için gerçekten çok heyecan verici çünkü artık İş geliştirme Departmanı Uzman Başkanı altında, Dernek Başkanı'nın asistanı olarak çalışıyorum. Bu benim yeni ünvanım. | TED | حالياً أنا مبتهجه جداً في الواقع أصبحت المساعد الجديد للمدير تحت نائب الرئيس الأول لتطوير الأعمال هذا هو لقبي الجديد |
Büyük miktarlarda antibiyotik kullanmak, bakterilerin antibiyotiklere maruz kalmasını ve dolayısıyla direnç geliştirme fırsatını artırır. | TED | استخدام الكثير من المضادات الحيوية يزيد من تعريض البكتيريا لها وبالتالي فرصتها لتطوير المقاومة. |
Bu başarıyla, bundan sonraki büyük adımı atmaya yani gerçek yollarda, gerçek bir araba geliştirmeye karar verdik. | TED | لذا مع هذا النجاح ، قررنا اتخاذ الخطوة التالية الكبيرة، لتطوير سيارة حقيقية يمكن قيادتها على الطرق الحقيقية. |
Al için antivirüs geliştiren federal bir projede görev alan üst düzey bir araştırmacı. | Open Subtitles | الباحث الأعلى للمشروع الإتحادي . لتطوير برامج مكافحة الفيروسات |
Sana cihazı geliştir diye para ödedik. Bütün dünyaya ver diye değil. | Open Subtitles | دفعنا لك المال لتطوير جهاز التجاوز، وليس لتقدمه لبقية العالم. |
Bu gölün gelişmesi için bir tasarım var, ve sanırım siz bunu değerlendirebilirsiniz. | Open Subtitles | لدي مخطط لتطوير هذه البحيرة وأظن أنك ستقدرّه |
Bu adam ölümcül bir virüsü geliştirmesi için güvenilen biri, ve o bunu salıveriyor. | Open Subtitles | هذا هو الشخص الذي وثق فيه لتطوير فيروس مميت وها هو يطلقه |
Genetik silahlar üretmek için milyarlarca dolar harcamışlar. | Open Subtitles | لقد أنفقوا بلايين الدولارات لتطوير |
Fakat bir adım daha ileri gitmemizi ve kişiden kişiye direk iletim yöntemi geliştirmemizi istediler. | Open Subtitles | لكنهم طلبوا منا أن نأخذها إلى مرحلة أخرى. لتطوير طريقة |
Çalışanları gelip bizden yeni oyunun geliştirilmesi için gereken sermayeyle ilgili detaylarını aldılar. | Open Subtitles | موظفينه جاءوا إلينا وأصبح فهم شامل علي الرأسمال الذي بحاجة لتطوير اللعبة الجديدة |
Sessiz bir evren çünkü teknolojinin kendisi gerçekten ileri bir medeniyetin gelişimi için ortaya engel koyuyor. | TED | وكون صامت لأن التكنولوجيا ذاتها، تشكل عائقًا لتطوير حضارة متقدمة فعلًا. |