Ona kalıcı bir yer tayin edene kadar, Kalacak bir yere ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | أتدري؟ لازال يجب أن نجد لها مكان لتعيش فيه حتى نجد لها منزل دائم |
Yani ona Kalacak bir yer bulacağım ve kendi isteğiymiş gibi düşünmesini sağlayacağım. | Open Subtitles | لذا سيجب علي البحث عن مكان لتعيش فيه وجعلها تظن أنها فكرتها |
3 yıldan beri ilk defa güzel yemekler ve Kalacak bir yerin olacak. | Open Subtitles | - سيحصل على طعام جيد ومكان جيد لتعيش فيه للمرة الاولى منذ ثلاث سنوات |
Hedefi, iş bulmak, yaşayacak bir yer kiralamak ve çocuklarını yanına almak. | TED | هدفها هو أن تجد وظيفة وأن تستأجر بيتًا لتعيش فيه ولتحتضن أبنائها معها مرة أخرى |
Letty de kendisine yakışanı yapıp, ona yaşayacak bir yer verdi. | Open Subtitles | ليتي" تصرفت على طبيعتها وساعدتها" ومنحتها مكان لتعيش فيه |
Onu sevdim. Aslında yaptığım şey, ona yaşayacak bir yer bulmak oldu. | Open Subtitles | احببتها ولقد وجدت لها مكان لتعيش فيه |
Yaşamak için yeni bir yer aramaya başlasan iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تبحث عن مكان جديد لتعيش فيه |
Yaşamak için biraz garip bir yer. | Open Subtitles | همم. يا لهُ من مكانٍ لتعيش فيه |
Kalacak bir yer ayarladın mı bari? | Open Subtitles | -إذاً هل وجدت مكاناً لتعيش فيه ؟ |
Kalacak bir yere ihtiyacın var, Callen. | Open Subtitles | أنت تحتاج الى مكان لتعيش فيه |
- Yaşamak için yeni bir yer bulalım mı? | Open Subtitles | أبحث لك عن منزل جديد لتعيش فيه ؟ |
Yaşamak için bir bedene ihtiyacı var. | Open Subtitles | انها تحتاج الى جسد لتعيش فيه |