ويكيبيديا

    "لتفادي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • önlemek için
        
    • kaçınmak için
        
    • kaçmak için
        
    • engellemek için
        
    • önlemenin
        
    • uzak durmak
        
    • vermemek için
        
    • kurtulmak için
        
    Hemen hemen yarım milyon ton ağırlığındaki binayı batmaktan önlemek için 192 beton ve kazık denen çelik destekler 50 metre derinliğe gömülüyor. TED لتفادي انهيار البرج الذي تبلغ كتلته حوالي نصف طن، دُفنت 192 دعامة من الفولاذ، والتي تسمى بالأعمدة، بعمق يفوق 50 مترًا.
    Aşınmayı önlemek için kıyafetleri, kullandım. Open Subtitles طويت القماش أرباعاً، والحدود للداخل، لتفادي الأمراض الجلدية.
    Hapis hayatının daha kötü yanlarından kaçınmak için harika bir yoldu. Open Subtitles ذلك كان طريقا عظيما لتفادي أكثر التصرفات الغير سارة لحياة السجون
    Ve cazibenin tehlikelerinden kaçınmak için ve cazibeye karşı duyduğunuz minnettarlığı genişletmek için yollar var. TED وهناك طريقة لتفادي خطورة الابهار وطريقة لتوسيع تقديركم لها
    Araba kaçmak için ani bir manevra yapar ve bu sayede kaza yapmaz. TED السيارة تنحرف لتفادي حدوث ذلك ، وبالتالي تتجنب وقوع حادث.
    Örneğin bulaşmasını engellemek için, şu eldivenleri takmanı rica ediyorum. Open Subtitles اود وضع أحد هذه القفازات لك لتفادي تلوّث العيّنة
    Belki de bu, faydasız tartışmaları önlemenin yoludur. Open Subtitles ربما هذه الطريقة لتفادي مجادلات غير مفيدة.
    Beladan uzak durmak bazen imkansız oluyordu. TED و محاولتك لتفادي المشاكل، كانت لا مفرّ منها.
    Bu tür talihsiz kazalara aman vermemek için, ...kadınların bir tarafta, ...erkeklerin de diğer tarafta uyumalarını öneriyorum. Open Subtitles لتفادي الأحداث السيئة كهذه، أقترح أن تنم النساء في جانب من الغرفة وينام الرجال في الجانب الآخر.
    Bu ikilemden kurtulmak için. Open Subtitles هل يمكن أن تعمل لك اي شيء لتفادي هذه المعضلة ؟
    Bir damla bile kan akmasını önlemek için, sizinle işbirliğini yapacağıma söz verdim. Open Subtitles أعطيتككلمتيأنناسنتعاونمعكم .. لتفادي إراقة قطرة دم واحدة
    Kendimize bunu önlemek için yapabileceğimiz her şeyi yapıyor muyuz diye sormalıyız. Open Subtitles نحن بحاجة إلى أن نسأل أنفسنا عما إذا كنا نبذل كل ما في وسعنا لتفادي ذلك
    Ama Endonezya hükümetinin gelecekte bu problemi önlemek için aktif çözüm yollarını araştırmalarını şiddetle tavsiye etti. Open Subtitles لكنه يحث الحكومة الاندونيسية ليبحثوا عن حلول وطرق لتفادي هذه المشاكل في المستقبل
    Motora zarar gelmesini önlemek için bazı parametreleri değiştirebilirim. Open Subtitles لدي القدرة على تعديل بعض المعايير لتفادي ضرر المحرك
    Eğer gerekliyse, dumanı teneffüs etmekten kaçınmak için elleriniz ve dizleriniz üzerinde sürünün. Open Subtitles إذا ضروري، إزحف على أيديك وركبك لتفادي إستنشاق الدخان.
    Belki de internetle yetişip her oyun parmaklarının ucunda olan nesilden kaçınmak için bir bahaneydi? Open Subtitles أو أنها مجرد عذر لتفادي جيل من اللاعبين, كبروا مع الإنترنت و صارت كل لعبة بمتناول أيدهم؟
    Türümüzün yok olmasına neden olabilecek olası senaryoları öngörüp bundan kaçınmak için gerekli adımları atabiliriz. Open Subtitles يمكن أن نتنبأ بسيناريوهات محتملة ينقرض فيها نوعنا و أخذ خطوات لتفادي ذلك
    Dövüşten kaçmak için yolunu değiştiren bir adam için iyi bir yer. Open Subtitles ذلك مكان رفيع لرجل الذي يذهب خارج طريقه لتفادي معركة
    -Bazı erkekler bebek konuşmasını yakınlıktan kaçmak için kullanıyor. Open Subtitles بعض الرجال يستخدمون أسلوب التحدث للأطفال لتفادي الحميمية
    Hayatım boyunca, sizin gibilerden kaçmak için arka kapıları kullandım. Open Subtitles قضيت أغلب حياتي أختار الأبواب الخلفية لتفادي أمثالك
    Bu, cinayetlere olan bağlantının bulunmasını engellemek için ucuz bir yöntem. Open Subtitles أن تكون وسيلة رخيصة جدا لتفادي يتم ربط جميع عمليات القتل الخاصة بك
    Ama mikroçatlakları engellemek için donarak korunmak isteyen bir insanın anlık dondurulması lâzım. Open Subtitles لكن لتفادي الكسور الدقيقة عندما يريد شخص أنّ يحافظ على جثمانه من الضروري أنّ يتم تجميّده بدرجة حرارة منخفضة جدًا
    Bu belki de faydasız tartışmaları önlemenin yoludur. Open Subtitles ربما هذه الطريقة لتفادي مجادلات غير مفيدة.
    Sizin savaşlarınızdan, mücadelenizden, uzak durmak için ormanda kalıyoruz. Open Subtitles بقينا في الغابة لتفادي حروبكم ونزاعاتكم وما ينتج عنها من كوارث ، وها أنتم
    Herhalde vergi vermemek için yukarıda yaşıyordur. Open Subtitles من المحتمل , أن الحياة فوق هناك تكون فقط لتفادي الضرائب
    Bu tür durumlardan kurtulmak için, uykuyu kademeli bir güç azaltımı olarak düşünmen gerektiğini söylüyor. Open Subtitles يقول أنه لتفادي هذه الحالات يجب أن تفكّر بالنوم كقوة إخماد تدريحيّة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد