İkimiz de içindeyken bu uçağı havaya uçurmaya niyetliysen bu şekilde bitmez. | Open Subtitles | إذا كنت تخطط لتفجير هذه الطائرة و نحن معا على متنها فهذا لن ينهي الأمر الملايين سيتحولون |
Ama insanları havaya uçurmak için TNT taşıdığını düşünürsen adi biri oluverir. | Open Subtitles | ولكن سيبدو شكله دنيئاً إذا تخيلتيه ماسك مادة متفجرة لتفجير البلد |
Pekala bu noktada, pillerinizin yönetiminden sorumlu olan kodun yerini belirledim ama hala telefonu patlatmak için yeterli değil. | TED | وعند هذه المرحلة من المعالجة، حددت البرمجة المسؤولة عن التحكم بالبطارية، لكن ذلك ما يزال غير كاف لتفجير الهاتف. |
Ellerimi patlatmaya yetecek kadar. Çok hassas ve tehlikeli. | Open Subtitles | تكفى لتفجير يدى وبمنتهى البساطه والسهوله |
Wald'ın ekibi CTU Los Angeles'ı havaya uçurmayı planlıyor. | Open Subtitles | مجموعة والد تخطط لتفجير مبنى الوحدة بلوس انجلوس |
Aradığım adam bugün Los Angeles'ta... bir nükleer bomba patlatmayı planlıyor. | Open Subtitles | الرجل الذى نبحث عنه وضع خطة اليوم لتفجير سلاح نووى بلوس انجلوس |
- Bir çok insanı havaya uçurmaya yetecek nitelikte. | Open Subtitles | - بما فيه الكفاية لتفجير العديد من الناس |
Bu bir gökdeleni havaya uçurmaya yetecek kadar demek. | Open Subtitles | تلك الكمية تكفي لتفجير ناطحة سحاب |
Su İdaresi buraya sadece su tanklarımızı havaya uçurmak için adam yolluyor. | Open Subtitles | أرسلت أناس لتفجير خزانات مياهي. لقد وضعوا سمّاً في آباري. |
- Şimdi bunun önemi yok. Şu an önemli olan, o uçağı havaya uçurmak için adanın diğer tarafına gidiyor olman. | Open Subtitles | ما يهمّ هو ذهابكم إلى طرف الجزيرة الآخر لتفجير تلك الطائرة |
Bir katır, maden aletleri ve bu lanet kayayı patlatmak için biraz barut alacağım! | Open Subtitles | سأشتري بغلاً وبعض الادوات وقنابل لتفجير الصخرة اللعينة |
Ama bir adam bomba patlatmak için dünyanın öbür ucundan geliyorsa, ortaya çıkan bütün "kaza"lardan da sorumludur. | Open Subtitles | و لكن عندما يسافر رجل حول نصف العالم لتفجير قنبله سوف يكون مسؤول عن اى حوادث تنتج عن هذا |
Beynini patlatmaya bir kurşun yeter. | Open Subtitles | نحن لا نحتاج سوي رصاصة واحدة لتفجير رأسك. |
Yanımızda başkentteki hükümet binalarının yarısını patlatmaya yetecek kadar patlayıcıyla geziyoruz. | Open Subtitles | نحن نتجول بكمية من المتفجرات تكفي لتفجير نصف المباني الحكومية في العاصمة |
Bugün saat 1 0:50'de feribotu havaya uçurmayı planlıyor. | Open Subtitles | وهو يخطط لتفجير العبارة اليوم في الساعة 10: 15 |
Uzaklaşmalarına da izin veremeyiz çünkü bir uçağı havaya uçurmayı planlıyorlar. | Open Subtitles | لن نسمح لهم بالمضي قدماً لان لديهم خطة لتفجير طائرة. |
Ne zaman geleceğini bilmediğin şeyi patlatmayı planlayamazsın. | Open Subtitles | من المستحيل التخطيط لتفجير شيء إذا كنت لا تعرف متى سيكون هناك. |
Bu teorik terörist telefonunu patlatma durumunda iyi ve tamam. | TED | كل هذا جيد ومفيد من الناحية النظرية لتفجير هاتف الإرهابي. |
Bu bağnaz ukalalar, her an patlamaya hazırlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس المتعصبين المنمقين يبدو كما لو أنهم ذاهبون لتفجير |
Ben de onları kurtarmak istiyorum ama yakalanır veya öldürülürsek Dünya'ya varmadan önce gemiyi patlatacak kimse kalmaz. | Open Subtitles | اريد انقاذهم مثلكِ لكن اذا امسكوا بنا وقتلونا لن يكون هناك احد لتفجير السفينة قبل ذهابها الى الارض |
Şu noktada herhangi bir şeyin patlamasına hazırım. | Open Subtitles | في هذه المرحلة،أنا مستعد لتفجير أيّ شىء. " إيحاء جنسى" |
Zekâsını ve kaynaklarını bina bombalamaya harcayan bir adam oyumu alamaz. | Open Subtitles | الرجل الذي يستخدم ذكائه ومصادره لتفجير مبني.. |
Chicago'da radikal bir islamcı O'Hare trenini bombalamayı planlıyormuş. | Open Subtitles | متطرف اسلامي في شيكاغو يخطط لتفجير القطار إلى أوهير |
"Elser, bir bomba yap ve Hitler'i havaya uçur çünkü bunu biz yapamıyoruz." | Open Subtitles | إيلسر إصنع قنبلة لتفجير هتلر من أجلي ، فنحن لا نستطيع فعل ذلك |
1959'da yedi kişinin ölmüne sebep olan bir bombalama eylemi sebebiyle İngilizler'ce tutuklanmış. | Open Subtitles | البريطانيون قبضوا عليه 1959 لتفجير تسبب في مقتل سبعة أشخاص. |
Dairesi, bombayi planladigi ve olusturdugu yer. | Open Subtitles | شقّتها، حيث خطط لتفجير المبنى |