Cumartesi akşamları ne yapıyorsanız onu yapmak için tonla zamanınız var. | Open Subtitles | لديكم وقت كاف لتفعلوا أيا كان ما تفعلوه في ليلة السبت |
Sizi öldürebilecek bir şey yapmak için berbat bir yere gideceksiniz. | Open Subtitles | ستذهبون لمكان سيء جداً لتفعلوا سيئاً والذي من شأنه ان يقتلكم |
Çünkü özel bir şey yapmak için bir fırsatınız vardı, ama siz mahvettiniz, çünkü ciddiye almadınız. | Open Subtitles | انت فعلت كلكم فعل لأنكم كان لديكم فرصة لتفعلوا شيئاً مميزاً |
- Biz kendimiz gidebiliriz. - Bu yapmanız için size güvenemem. | Open Subtitles | سنذهب بانفسنا لا يمكنني ان أثق بكم لتفعلوا ذلك |
Ne yapmanız için? | Open Subtitles | يدعوكم وشأنكم لتفعلوا ماذا؟ |
Her zaman ve sonsuza kadar.. ..sadece istediğini yapmak için bir bahane. | Open Subtitles | دائمًا وأبدًا مجرد مسوّغ لتفعلوا ما يحلوا لكم. |
Bunu yapmak için iki gününüz vardı. | Open Subtitles | حصلتم على يومان لتفعلوا هذا |
Bunu yapmak için de Weather Dağı'nı derhâl bulmalısınız. | Open Subtitles | لتفعلوا ذلك, عليكم إيجاد (ماونت ويذر) فوراً |
Herkes güzel gezegenimiz Dünya'ya gelir ve güzeldir eğer Cuma günkü programımızı izlediyseniz yapacak harika, eşsiz bir şey, sadece sizin yapmak için doğdunuz bir şey. | Open Subtitles | الجميع يأتي إلى كوكبنا الجميل (الأرض) و أنهُ أمر جميل أذا شاهدتم برنامجنا يوم الجمعة لتفعلوا شيئا عظيماً، شيئا غير مؤلوف |