Kabul et, bitti. Üzerine Düşünecek bir şey kalmadı. | Open Subtitles | إقبل الوضع، لقد إنتهى الأمر لم يعد هناك شئ لتفكر فيه |
Biliyorum. Hapistesin, Düşünecek başka bir şey yok. | Open Subtitles | إن كنت في السجن لن يكون هناك الكثير لتفكر فيه |
Bu da Düşünecek bir şey, değil mi? | Open Subtitles | حسناً، هذا شيء لتفكر فيه أليس كذلك؟ |
O iki gün arasında Düşünecek şeylerin olur. | Open Subtitles | ستمنحك شيئا لتفكر فيه بين ذينك اليومين |
Roket çabucak patlamasın diye Düşünecek bir şeyler buldun mu? | Open Subtitles | الديك شئ لتفكر فيه حتى لاتفرقع بسرعه ؟ |
O malzeme odasında Düşünecek yer yok. | Open Subtitles | -لا يوجد مكان لتفكر فيه في غرفة مغطاة كتلك |
Hakkında Düşünecek birşey. | Open Subtitles | شيئاً لتفكر فيه |
- Bu konuda Düşünecek çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير لتفكر فيه |
Düşünecek çok şeyin var. | Open Subtitles | . لديك الكثير لتفكر فيه |
Düşünecek ne var ki? | Open Subtitles | ماذا هناك لتفكر فيه ؟ |
Düşünecek ne var? | Open Subtitles | ماذا هنالك لتفكر فيه ؟ |
Düşünecek bir şey yok, Michael! | Open Subtitles | ليس هناك شئ ! لتفكر فيه , مآ]كل |