Bildiğim şeyleri söylemek için mi buraya kadar geldin? | Open Subtitles | جئت كل هذه المسافة لتقول لي ما هو واضح ؟ |
Bu gerçek bir hikaye. Bütün istediği... benim hatalarımı söylemek için bir bahane bulmakmış. | Open Subtitles | والحقيقة انها كانت تريد ذريعة لتقول لي وداعاَ |
Bunca yolu bunu söylemek için mi geldin? | Open Subtitles | جئت كل هذه المسافة الى هنا لتقول لي ذلك؟ |
Bak, eğer bana söylemek istediğin bir şey varsa, şimdi bir şansın var. | Open Subtitles | انظروا ، إذا كان هناك شيء تريد لتقول لي ، الآن هي فرصتك. |
Beni şehrin öbür ucundan 579 metre yükseğe bunun için mi sürükledin? | Open Subtitles | إلى علو 1900 قدم لتقول لي هذا ؟ |
Eğer babam hakkında verdiğin kararı söylemeye geldiysen, söyle ve git. | Open Subtitles | اذا اتيت لتقول لي قرارك عن والدي فقط قل و اذهب |
Babam katledildi, köylüler ayaklanıyor, ve siz onca yolu bana tehlikede olabileceğimi söylemek için mi geldiniz? | Open Subtitles | ابي قتل القرويين الذي يمارسون اعمال الشغب وانت اتيت الى هنا لتقول لي بانني قد اكون في خطر |
Ama özel olarak tek bir şeyi söylemen için seni buraya çağırdım. | Open Subtitles | طلبت منكم هنا لتقابلني لتقول لي بشكل خاص شيء واحد فقط صحيح. |
Yakında geleceğini ve benim de izin almam gerektiğini söylemek için mi aradın yoksa hâlâ pasaportun olmadığından beklememi söylemek için mi? | Open Subtitles | إذن إتصلت بي لتقول لي أنك عائد قريبا لأفرغ جدول أعمالي غدا أو أنني سوف أضطر إلى الانتظار |
Anlamadığım şey, neden sadece bunu söylemek için bu kadar yolu geldiğin. | Open Subtitles | الذي لا أفهمة هو لماذا أتيت فقط لتقول لي ذلك |
Beni sevdiğini ilk defa söylemek için gerçekten de acayip bir zaman. | Open Subtitles | لحظة غريبة حقاً لتقول لي أحببتك لأول مره |
Buraya yalnızca bunu bana söylemek için mi cesaret edip döndün? | Open Subtitles | أتجروء علي العوده هنا لتقول لي هذا ؟ |
Bunu söylemek için beş dakika mı bekledin? | Open Subtitles | لقد انتظرت لخمس دقائق لتقول لي ذلك |
Bütün bu yolu bunu söylemek için mi teptin? | Open Subtitles | وانت اتيت كل هذا الطريق لتقول لي هذا؟ |
- Bunu bana söylemek için bu kadar zaman bekledin. | Open Subtitles | قمت باختيار وقت صعب لتقول لي من فضلك... |
Beni şehrin öbür ucundan 579 metre yükseğe bunun için mi sürükledin? | Open Subtitles | إلى علو 1900 قدم لتقول لي هذا ؟ |
Piper bana güzel ve farklı olacağını söylemeye çalışmıştı. | Open Subtitles | حاول بايبر لتقول لي أنها كانت ستعمل تكون كبيرة ومختلفة. |
Buraya kadar onca yolu bana babamın öldüğünü söylemeye mi geldiniz. | Open Subtitles | وتكبدت العناء فقط لتقول لي هذا؟ بأن والدي مات؟ |
Hâlâ bunun ne zaman olduğunu söylemen için bekliyorum. | Open Subtitles | وأنا لا ازال انتظرك لتقول لي متى كان ذلك |