| Bu kar fırtınasında bütün yolu benimle olmak için yürüdün ... öyle değil mi Michael? | Open Subtitles | لقد قدمت إلى هنا وقدمت خلال عاصفه ثلجيه لتكون معي فقط... اليس كذلك يامايكل |
| Bugün benimle olmak için partiden ayrıldın. | Open Subtitles | لقد تركت مثل هذه الحفله لتكون معي اليوم |
| benimle olmak için dışarı mı çıktın? | Open Subtitles | أودي، أتيت هنا لتكون معي ؟ |
| Tüm bunları benimle birlikte olmak için yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أستطيع التغلب على حقيقة أنك تفعل ذلك لتكون معي. |
| benimle birlikte olmak için siyasetten vazgeçmedin. | Open Subtitles | أنت لم تتخلى عن السياسة لتكون معي |
| benimle olmak için büyük fedakârlık yaptın. | Open Subtitles | ضحيت بالكثير لتكون معي |
| benimle olmak için çok çabaladı. | Open Subtitles | لقد مرت بالكثير لتكون معي |
| Transfer edildikten sonra Maeko benimle olmak için buraya geldi. | Open Subtitles | بعدما تم ترحيلي قدمت ( مايكو ) الى هنا لتكون معي |
| benimle olmak için her şeyden vazgeçti. | Open Subtitles | لقد تخلت عن كل شيء لتكون معي |
| Yani benim küçük Anna'm rüyalarımda benimle olmak için dünya kadar yolu geri mi gitti? | Open Subtitles | (إذن صغيرتي (آنا عبرت العالم لتكون معي في أحلامي؟ |
| Jordan'dan benimle olmak için ayrılmamışsın. | Open Subtitles | أنت لم تنفصل عن (جوردن) لتكون معي |
| Öyle de olsa buraya benimle birlikte olmak için gelmedin. | Open Subtitles | في كلتا الحالتين,انت لست هنا لتكون معي |