Bütün çiftliklerin hasta hayvanları yatıştırmak için bu ilaçları bulundurmaları gerekir. | Open Subtitles | كل الحظائر تحتوي على عقاقير لتهدئة وعلاج الحيوانات المرضى |
Tabi düşünmeden, sinirlerimi yatıştırmak için bir sigara yaktım. | Open Subtitles | لذلك وبدون تفكير قمت بإشعال سيجارتي لتهدئة أعصابي .. |
Tamam mı? Şimdi sakinleşmeye çalışıp başka bir plan yapacağız, tamam mı? | Open Subtitles | لذا يجب علينا المحاولة لتهدئة الأمور و أن نستخدم خطة أخرى ، حسناً ؟ |
Yakında duyuru tarzında bir şey yapmalıyız. Kat ettiğimiz yolu gösteren. Korkuyu dindirmek için. | Open Subtitles | يجب أن نقم بإعلان صحفي قريب يتضمن تقدم في التحقيق، لتهدئة المخاوف |
Disk kaydırma oyunu düğümlü örgü kursları ve Manhattan'da sadece uyuşturucu bağımlılarını ve cezai ehliyeti olmayanları sakinleştirmek için kullanılan sıkıcı aktiviteler. | Open Subtitles | التي تستخدم في منهاتن لتهدئة مدمني المخدرات والمجرمين المجانين |
Onların hepsini yatıştırmanın bir yolunu bul | Open Subtitles | أوجد طريقة لتهدئة الجميع: |
Sinirinin yatışması için zaman lazım. | Open Subtitles | غدًا. فهي تحتاج وقتًا لتهدئة أعصابها |
Jill sakinleşmek için hapları kullanıyordu, ama kaynanasını sakinleştirmeye karar verdi, ve herkesi mutlu etmeye tabii. | Open Subtitles | جيل " تأخذ بعض الأقراص لتهدئة نفسها " وتقرر تهدئة حماتها بدل ذلك وتجعل الجميع سعداء |
Amelie'yi teselli etmek için annesi ona ikinci el bir fotoğraf makinesi aldı. | Open Subtitles | لتهدئة أميلي .. أمها منحتها إستعمال كاميرة التصوير |
Gerçek şu ki, senin korkularını yatıştırmak için çok fazla soruna katlandı. | Open Subtitles | والحقيقة، هي تذهب إليها الكثير من المشكلة لتهدئة مخاوفك. |
Ateş açan adam gitmeden önce sinirlerini yatıştırmak için hızlıca bir bardak içmiş olabilir. | Open Subtitles | ربما القاتل أخذ جرعة سريعة لتهدئة أعصابه قبل أن يذهب |
Sakin olun, çocuklar. Sinirlerinizi yatıştırmak için birer sigara yakın. | Open Subtitles | اهدؤوا يا أولاد، دخنوا سيجارة لتهدئة أعصابكم |
Bilirsin, sinirlerini yatıştırmak için. | Open Subtitles | ,ـ في الطريق إلى هنا تعلمين , لتهدئة الاعصاب . ـ حسنا |
Neredeler? Jenny, odanda beklemen ve sakinleşmeye çalışman konusunda ısrar ediyorum. | Open Subtitles | جيني، يجب أن نصر على أن الانتظار في الغرفة الخاصة بك ومحاولة لتهدئة. |
Hayır dışarı sakinleşmeye yolladım. | Open Subtitles | لا، أنا أرسلت له خارج لتهدئة. |
...üzerimize kara bulutlar çökerten fırtınayı dindirmek için çetin bir değişim gerekecek. | Open Subtitles | لتهدئة العاصفة التي سودت سماءنا سوف تتطلب الأمر تغييراً صعباً |
Belki de sinirini dindirmek için gelmeden önce içmiştir. | Open Subtitles | ربما كان يشرب قبل نزولهِ لتهدئة أعصابهِ |
Kocanın onlardan ne sakladığını öğrendiklerinde mürettebatı sakinleştirmek için bundan daha fazlası gerekecek. | Open Subtitles | لكن ستحتاجين للمزيد من هذا الإلهاء لتهدئة الطاقم عندما يكتشفوا ما يخفه زوجكِ عنهم |
O kadar güçlüdür ki sirk hayvanlarını sakinleştirmek için kullanılır. | Open Subtitles | قوية للغاية، يستخدمونها لتهدئة حيوانات السيرك. |
Andre, ortalığı yatıştırmanın tek yolunun sorumluyu bulmak geçtiğini söylemişti. | Open Subtitles | أندريه ) اقترح أن الطريقة ) الوحيدة لتهدئة الوضع هي معرفة القاتل الحقيقي |
Sinirlerimin yatışması için en az beş bardak içmem gerek. | Open Subtitles | أشرب فقط لتهدئة أعصابي هل تريد كأس؟ |
Bir atı sakinleştirmeye yetecek kadar var. | Open Subtitles | إنّه يكفي لتهدئة حصان. |
Amelie'yi teselli etmek için annesi ona ikinci el bir fotoğraf makinesi aldı. | Open Subtitles | لتهدئة أميلي .. أمها منحتها إستعمال كاميرة التصوير |