Radar, su altı radarı, helikopterler, ve gözleyici uçaklar, fabrika gemilerini küçülen balık gruplarına yönlendirmek için kullanılır. | TED | الرادار، السونار، طائرات الهليكوبتر، طائرات المراقبة، كلها تستخدم لتوجيه السفن نحو أماكن وجود الأسماك. |
Acılarını, daha yapıcı bir şekilde yönlendirmek için nasıl destekleyebiliriz? | TED | كيف يمكننا دعمهم لتوجيه آلامهم نحو أمر هادف؟ |
Ve boğayı çitleşme sırasında yönlendirecek kadar büyük elleri olan tek kişi benim. | Open Subtitles | وأنا الوحيد الذي يداه كبيرتان لتوجيه الثورحتى يتزاوج مع البقرة |
Nasıl uyarılmak istiyorsa elini kullanarak senin elini yönlendirecek. | Open Subtitles | ستستخدم يدها لتوجيه يدك إلى المناطق التي تحب أنْ يتم إثارتها. |
Texas bir muhbir beyanıyla dava açılabilmesine olanak sağlayan yasayı değiştirdi. | Open Subtitles | تكساس غيرت قانون: أن تكون أقوال مخبر واحد تكفي لتوجيه الإتهام |
İkincisi: Bu bilgiyi davranışlarımıza rehberlik etmesi için kullandık. | TED | والثانية، أننا استخدمنا هذه المعلومات لتوجيه سلوكنا. |
Ya da dürtülerini yönlendirmesi için gerekli olan şeyleri ona vererek ağabeyini kurtarsa mıydı? | Open Subtitles | أو أن يحمي أخاكِ... ويزوّده بما يحتاج لتوجيه رغباته |
Savcılık suçlama için.. ... yeterli delil olmadığına dair açıklama yapacak. | Open Subtitles | سيدلي المدعي العام ببيان أن الأدلة لمْ تكن كافية لتوجيه اتهام. |
Acınası halin için suçlayacak birini arıyorsun ve onu suçluyorsun. | Open Subtitles | انت فقط تحتاج شخص ما لتوجيه اللوم له على بؤسك ، لذلك أنت تلقي اللوم عليه |
Fakat bunu kesinlikle gemilerini yönlendirmek için kullanıyorlar. | Open Subtitles | لكن يتضح أن هذا ما يستخدمونه لتوجيه وتحريك السفينة |
Manyetik alanı yönlendirmek için, hala uydu-yönlendirici sisteme ihtiyacımız var. | Open Subtitles | مازلنا بحاجة الى نظام ملاحة عبر الاقمار الصناعية لتوجيه الحقل المغناطيسي بصورة دقيقة |
Toplumu dinginliğe yönlendirmek için son derece iyi bir iş çıkardın. | Open Subtitles | لقد فعلت الامور بشكل جيد لتوجيه المجتمع الى مجرا هادئ |
Bütün sonucu hücrelerine yönlendirecek bir şey yapıyor. | Open Subtitles | لفعل شيئا لخلايا الجسم لتوجيه كل ذلك للعصير |
Öfkeni yönlendirecek bir şey bul. | Open Subtitles | إعثري علي وسيلة لتوجيه غضبك. |
Şanslısın ki penisin o kadar küçükmüş ki seni dava etmeye yürekleri dayanmamış. | Open Subtitles | من حسن حظك عضوك كان صغيراً جداً لم تكن لديهم الشجاعة لتوجيه اتهامات |
Onu şimdi tutuklarsanız, dava açmak için 48 saatiniz olur. | Open Subtitles | إذا اعتقلتموها الان لديكم 48ساعة لتوجيه تهم اليها |
Bu türden bilgilere ihtiyacımız var, daha fazlasına da ihtiyacımız var. Ve bu politikalara rehberlik etmeliyiz. | TED | نحتاج هذا النوع من المعلومات. نحتاج الكثير منه. وبعدها نحتاج لتوجيه السياسات. |
Raava'nın Işık Ruhu'nu kullanarak dünyaya barış yolunda rehberlik etmek. | Open Subtitles | هذه هي مهمتي استعمال نور رافا الروحي لتوجيه العالم نحو السلام |
Tiliyum gemisini yem olarak kullanıyoruz ve Cylonları yönlendirmesi için bizim rotamızın tamamen aksi istikametine yolluyoruz. | Open Subtitles | إذن سنقوم بإستخدام سفينة (التيليوم) كفخ لتوجيه السيلونز عبر هذا المسار تقريباً بإتجاه معاكس لنا |
Bunun olmasını beklemek için hiçbir sebep yoktu. suçlama yapmak için bir neden göremiyorum. | Open Subtitles | ليس لدينا سبب لنتوقع هذا و لا ارى سبب لتوجيه اللوم |
Seni ve Alec'i suçlayacak kadar şey olduğunu nereden biliyorlardı? | Open Subtitles | كيف عرفوا أنه سيكون هناك مايكفي لتوجيه الإتهام لك ولـ "آليك" ؟ |