Ha, ayrıca geçen sefer getirdiğin için de teşekkürler. | Open Subtitles | على الرحب نعم. شكراً لجلبك لها المرة الماضية أيضاً |
Büyük bir teşekkür borçlular sana. Bunları getirdiğin için ben de teşekkür ederim. | Open Subtitles | تستحق شكراً كبيراً، تحياتّي لك لجلبك هؤلاء لي |
Bugün aldığım en iyi bahşiş. Onu getirdiğin için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أفضل بقشيش حصلت عليه طوال اليوم شكراً لجلبك لها |
Bu mabedin bir armağanı, ve seni buraya getirmek için riske girenlerden, sana sevdiklerinle bir arada olmak için son bir şans. | Open Subtitles | أنها هبة من الضريح ومنا كلنا الذين خاطرنا خطر عظيم لجلبك هنا فرصة واحدة أخيرة لتكون مع من تحب |
Tüm paramı seni şehre getirmek için biriktirmiştim ve param geri dönebilmek için jetona zar zor yetmişti. | Open Subtitles | وفّرت كُلّ مالي لجلبك إلى المدينة، وبعد ذلك بالكاد تمكنت من تحمل تكلفة العودة. |
Laurence, seni buraya bu kadar erken getirdiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أتأسف كثيراً لجلبك في مثل هذه الساعة المبكرة |
Seni Kral Herod'a götürmek için emir aldım. | Open Subtitles | عندى أوامر لجلبك إلى الملك هيرود |
Böylesine mükemmel birini bize getirdiğiniz için Tanrı sizi korusun. | Open Subtitles | بوركت، راهبة شارون لجلبك لنا مثل هذا الرجل الرائع |
Evan. Kukum için şu jeli getirdiğin için sağ ol. | Open Subtitles | "اوه، ايفان شكراً لجلبك المزلق لاضعه على عضوي" |
Biz hallederiz. getirdiğin için sağol. | Open Subtitles | لا ، سنتكفّل به لكن شكرا لجلبك إيّاه |
Onu ve "Seçilmiş Kişi"yi buraya getirdiğin için sağ ol. | Open Subtitles | -حسنٌ شكرًا جزيلًا، لجلبك لها وذلك المُجتبى إلى هُنا . |
Onu buraya getirdiğin için sağ ol. Biliyorum, onu tutuklayabilirdin. | Open Subtitles | -شكرًا لجلبك له هُنا، أعلم أنّه كان بإمكانك تسليمه . |
Bu yıl yağmur getirdiğin için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | شكراً لجلبك المطر هذا العام |
Bana içki getirdiğin için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرا لجلبك الشراب لي. |
Ben sizi buraya getirmek için anlaşma yaptım. | Open Subtitles | وقّعت على لجلبك هنا. |
Seni buraya getirmek. | Open Subtitles | لجلبك الى هنا |
Çavuş Sykes seni buraya getirdiğim için aptal olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | "أيها الرقيب "سكايز هو يعتقد أني أحمق لجلبك هنا |
Seni buraya getirdiğim için üzgünüm ama getirdiğin malzemenin sağlam olduğundan emin olmalıydım. | Open Subtitles | أعتذر لجلبك الى هنا... . ولكنى كان يجب أن أتأكد بأن البيضات أصلية قبل أن أترك سراحك |
getirdiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة لجلبك إلى هنا |
Ben de seni Tanrı'ya götürmek için emir aldım kafir. | Open Subtitles | عندى أوامر لجلبك إلى الله، أيها الوثني |
Bende öyle. Neyse, getirdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | آتمنى ذلك أيضا ، شكرا لك لجلبك الفرض على أي حال |