- Joey'e göster, o bana gösterir. - Dersi sen vermiyor musun? | Open Subtitles | حسنا, يمكنك أن تريهم لجوي وهو سيتدبر الأمر ألن تعلمي بعد الآن؟ |
Joey'le falan acil bir durum olursa diye sende bir numarası olmalı. | Open Subtitles | من المؤكد لديكِ رقم او اي وسيلة اتصال في الحالات الحرجه لجوي |
Başka çaren yok, eğer bana ailemi geri almamı sağlayacak bir şeyler söylemezsen yemin ederim seni tereddüt etmeden Joey Marks'a teslim ederim. | Open Subtitles | لديك لعبة واحدة هنا ان تعطيني شيء ما أيّ ما كان لأسترجع عائلتي أو اقسم بالله انني سأسلمك لجوي ماركس بسرعة وبدون تفكير |
Joy'a yeni bir düğün planlamaya karar vermiştim. | Open Subtitles | أعد حفل زواج جديد لجوي سواء ارادت ذلك أم لا |
Bu arabayı kazanırsak Joy'a vermek zorunda mıyız? | Open Subtitles | هل علينا أن نعطي هذه السيارة لجوي إذا ربحناها |
Sanırım olay yerine çağrıldığında kendi oğlu Joey'nin parçalandığını görünce... | Open Subtitles | أظن أنه عند استدعائه في موقع الجريمة ورؤيته لجوي وهو مقطع لأجزاء صغيرة |
Gitmen, sence Joey için daha mı iyi oldu? | Open Subtitles | هذا أفضل لجوي. أهذا ما فكرت فيه عندما تركته؟ |
-Şey, Joey'e gösterebilirsiniz, o da yollar. -Ders vermiyor musun? | Open Subtitles | حسنا, يمكنك أن تريهم لجوي وهو سيتدبر الأمر ألن تعلمي بعد الآن؟ |
Diyorum ki, bu Joey için çok iyi bir gezi olabilirdi. | Open Subtitles | أعني، هذا يمكن أن تكون سفرة جيدة جداً لجوي. |
Bu hoş değil. Joey için büyük bir gece. | Open Subtitles | وبين , ليس جيدا , انها ليلة ضخمة بالنسبة لجوي لقد جعله يأتي بالطائرة الى هنا |
- Evet. Ray ve ben onun Joey'in yeni sağ kolu olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | راي و أنا نعتقد انه المستشار الجديد لجوي |
Şimdi de Joey ve Chandler'a haber vermeye gideceğim. | Open Subtitles | سأذهب لأنقل الأخبار لجوي و تشاندلر |
Bütün bunları Joey'e evden çıkmam için mi aldın? | Open Subtitles | هل تحصل على كل هذه الاشياء لجوي... ... في محاولة لدفع لي من الشقة؟ |
Monica, Joey'e domuz olduğunu söyler misin? | Open Subtitles | مونيكا، هلاّ تقولين لجوي إنّه خنزير. |
Joey'e, "buzdolabında bulunan şeyleri" tanımla. | Open Subtitles | وصف لجوي "الأشياء التي تجدها في الثلاجة". |
Joey'mle bana Barbiekü'nün üzerine iki karides atıver. | Open Subtitles | اقذف بعض القريدس عبر باربي لي و لجوي |
Joy'a gidip hangi rengi beğendiklerini sorayım dedim. Merhaba? | Open Subtitles | لهذا ذهبت لجوي لأسألها أي من الألوان يفضلون |
Ama en önemlisi her ne kadar Catalina, Joy'un bir arkadaşı değilse de kesinlikle benim bir arkadaşım, bunu anladım. | Open Subtitles | لكن الأهم من ذلك أدركت أنه حتى لو لم تكن كاتلينا صديقة لجوي كانت مؤكداً صديقة بالنسبة لي |
Neden Joy'a bir şey almam gerektiğini anlamıyorum çünkü çoktan gitti o. | Open Subtitles | لا أفهم لماذا ينبغي أنْ اشتري لجوي أي شيء... لأنّها رحلت بالفعل. |
Sen Annie'yi eve getirdiğinde az daha Joy'a bağırıyordum. | Open Subtitles | لقد صرخت لجوي.عندما احضرت اني للبيت |
Ama o Joy'un Noel hediyesi. | Open Subtitles | ؟ ولكن هذه هدية الميلاد لجوي |