| Tuhaf bir davranıştı. Çünkü ben hiç yalnız bara gitmem. | Open Subtitles | كان غريباً، لم أفعل ذلك قط أن أذهب لحانة بمفردي |
| Sonra Libya hükümeti tarafından açılmış bara gideceğiz. | Open Subtitles | سوف نذهب لحانة بعد ذلك، كمجاملة من الحكومة الليبيّة. |
| Geçen gece, yaşlıların takıldığı bir bara gittik. | Open Subtitles | . حسناً ، إذاً ليلة أمس ، ذهبنا لحانة الغوص |
| Geçerken uğradım, saat dörde kadar köşkteki dondurma barına yetişebilirim. | Open Subtitles | تملصتُ باكرًا، لذا يمكن أن أعود قبل السّاعة الرّابعة لحانة الآيس كريم في القصر |
| Sevgililer Günü'nde bir polis barına gidecek kadar ezik biri olmam yetmezmiş gibi, karısıyla randevusu olduğu bahanesiyle beni eken adam da bunu unutulmaz kılmak için buraya geldi. | Open Subtitles | فلست فقط فاشلة لدرجة الذهاب لحانة رجال الشرطة يوم الفلانتين لكن الرجل الذي نبذني لانه يفترض ان لديه موعد |
| Bar sahibi olmak nasıl bir duygu? | Open Subtitles | ما هو شعوركم حيال امتلاككم لحانة ؟ انه مكب نفاية |
| Eskiden Altın Tabanca diye bir bara giderdim. Bilir misin? | Open Subtitles | اعتدت الذهاب لحانة الغولدن غان تعرفينها؟ |
| Geçen gece Adéle ile bir gay bara gittin mi? | Open Subtitles | ألم تذهب لحانة مثليين مع آديل " تلك الليلة ؟" |
| Sik bakalım ama ciddiyim bak, gey bara falan git gözüne ihtiyaçlarına uygun birini kestir ve acıma. | Open Subtitles | حسنٌ، حقاً اذهب لحانة شواذ واظهر مدى شبقك واحصل على ماتريده |
| Yani uçağında ağzına kadar dolu bir bara ihtiyacı yok. | Open Subtitles | إذن لن يكن بحاجة لحانة مجهزة بالكامل على متنها. |
| İranlı adam bara girer, güzel bir kadınla tanışır ve içkiler içilir. | Open Subtitles | دخل رجل فارسي لحانة التقى بفتاة جميلة، شربا معا |
| Orada değildi sonra onu bir bara takip ettim. | Open Subtitles | وعندها لم يكن هناك , لذا تعقبته لحانة ما |
| Ya da bara gidip şişmanlarla yatabiliriz. | Open Subtitles | أو الذهاب لحانة والخلود للنّوم على بضعة أسخاصٍ سمناء. |
| Reşit olmayan kardeşimle bir üniversite barına gelip Tekila shot atar mıyım? | Open Subtitles | أتظنوني سآتي لحانة الجامعة مع أخي القاصر وأحتسي كؤوس التاكيلا؟ |
| Bütün film paramızı tatlı barına saklamalıyız. | Open Subtitles | علينا إدخار كل أفلام الفيلم لحانة الحلوى |
| - O kızlar bizi nasıl lezbiyen barına gönderdi? | Open Subtitles | -كيف أمكن لتلك الشابتين إرسالنا لحانة سحاقيات؟ |
| Evet ama artık Bar denemez çünkü kiliseye benzedi. | Open Subtitles | لم تعد تشبه لحانة. إنها شبيهة بـ معبد. إنه شقيقي. |
| İkincisinde Maclaren's'ın penceresinden içeri daldı. | Open Subtitles | في المرة الثانية إرتطم بالنافذة الامامية لحانة ماكلارين |
| Ya öyle olacak ya da tatlı barı için oyuncak mobilyalar kullanacağız. | Open Subtitles | إما أن يكون هذا أم سيكون علينا إستخدام أثاث الدمية لحانة الحلوى |
| Kızın, diğer iki kurbanın sık sık gittiği bir barın müdavimi olduğunu düşünürsek epey kısalmış oluyor. | Open Subtitles | قلّصتها أكثر عندما تأخذين بعين الإعتبار أنّها كانت زبونة منتظمة لحانة إرتادها ضحيتان آخرتين. |
| Benim mekanım tam buradayken niye tutup sokağın karşısındaki mekana gidiyorlar ki? | Open Subtitles | لماذا؟ لماذا يذهبون لحانة أمامنا وحانتي في هذا المكان |
| 01:45'te ikiniz otel barında içmeye başlamışsınız. | Open Subtitles | 45 صباحاً بدء كلاكما العودة للفندق لحانة الفندق |
| Vay canına. Neyse, başka bir barda olamaz değil mi? | Open Subtitles | على أية حال، هل تعتقدين أنه ذهب لحانة أخرى؟ |