Daha saat 12.44'te, suikasttan sadece 14 dakika sonra... polis Oswald'ın boyuna ve yapısına uyan bir eşkal çıkardı. | Open Subtitles | قريبا من وقت 12: 44 فقط 14 دقيقة بعد اغتيال الشرطة نشرت وصف مطابق لحجم أوزوالد و بنيانه |
Ebeveynlerinin 10 metrelik boyuna ulaşabilmesi ise en az yüz yıl sürecektir. | Open Subtitles | لتصل لحجم آبائها حوالي ال 10 مترات ستحتاج الى مئة عام على الأقل |
Yerleşik hayata geçmek için hazır olduğumu sanmıyordum ama şu taşın boyutuna bakın! | Open Subtitles | يا إلهي، لم أظن أبداً أنني مستعدة للاستقرار انظروا لحجم هذا الحجر الكريم |
Kaya yığınları dağ boyutuna ulaştığında çekim gücü süreci hızlandırır. | Open Subtitles | عندما وصلت أكوام الصخور لحجم الجبل تسرّع الجاذبية هذه العملية |
İçinde devasa kütükler bulundurur bazen bir ev büyüklüğünde olabiliyorlar. | Open Subtitles | يتخلله كتلاً ضخمة، يصل حجمها لحجم البيوت في بعض الأحيان. |
Dolayısıyla insanların hayal ettikleri de mikroskobik bir solucan deliği bulup onu daha büyük boyutlara büyütmektir. | Open Subtitles | لذلك ما يتخيله الناس هو العثور على ثقب دودي بالغ الصغر و تنميته لحجم أكبر |
Fiili amaçlardan ziyade kazanılan toprakların boyutlarına göre kararlar verdiler. | Open Subtitles | أخذ قراراته طبقاً لحجم مكسبه الإقليمي بدلاً من وفقاً للهدف العامل |
Burada, görüntünün merkezinde selin büyüklüğünü, sarı ile gösterilen Bangkok'un büyüklüğüne göre görebilirsiniz. | TED | هنا، تستطيع رؤية حجم الفيضان في منتصف الصورة. بالنسبة لحجم بانكوك الموضح باللون الاصفر. |
Hepsi dalganın büyüklüğü ve şiddeti gibi hesaplamalara etki ediyor ve karman çorman hâldeler. | Open Subtitles | إنّها تؤثر جميعاً على الحسابات بالنسبةِ لحجم وضخامة الموجة، التي تظهر هنا على الخريطة |
Şu platformun boyuna bak! | Open Subtitles | يا للعجب ، انظروا لحجم خشبة المسرح |
İsa adına, şunun boyuna bak, geniş bir kap muhtemelen korkak Fransızları korkutmak içindi. | Open Subtitles | يا إلهي! أنظري لحجم هذا إنّه واقٍ كبير ربّما لإخفافة الفرنسيين الجبناء |
Şuradaki kadının küpelerinin boyuna baksana. | Open Subtitles | أنظري لحجم أقراطِ تلكَ المرأة. |
Kulaklıklarının boyuna bakın. | Open Subtitles | انظروا لهذا، انظروا لحجم أذنيه |
Aşağı yukarı eşimin eli boyutunda olduğunu varsayarsak, Baş parmağının birkaç ölçüsünü aldım, ve kafatasının boyutuna oranladım. | TED | وإذا افترضنا أنها تعادل تقريبا حجم يد زوجتي, وهكذا أخذت قياسات لحجم أظافرها و قارنتها بحجم الجمجمة, |
Eğer Güneş'i alıp, Oxford Üniversitesi boyutuna inene dek sıkıştırsaydım, karadelik hâline gelirdi. | TED | لذا، اذا اخذنا الشمس و ضغطناها لحجم جامعة أوكسفورد ستصبح ثقباً أسوداً |
Daha sonra, büyüyü bozup onu tekrar 3mm boyutuna geri döndürmeliyim. | Open Subtitles | ثم نفسد التعويذة وسوف يعود لحجم 3 مليمتر مرة أخرى |
Sana yemin ediyorum, doktorlar onu götürürken testislerinden birinin greyfurt büyüklüğünde şiştiğini söyledi. | Open Subtitles | أقسم أنني سمعت أحد المسعفين يقول أن إحدى خصيتيه تورمت حتى وصلت لحجم البرتقالة |
Elektronda, bu elma büyüklüğünde bir yalpalamayı ölçebildiğimizi varsayın | Open Subtitles | تخيل أننا نستطيع رفع مستوى التذبذب في الإلكترون الذي يتم قياسه لحجم هذه التفاحة. |
Ancak, çekirdeği bir beyaz cüceden daha küçük boyutlara sıkıştırabilmek için o tuhaf gücü, yani elektron bozunum basıncını alt etmek zorundadır. | Open Subtitles | لكن لضغط المركز لحجم أصغر من القزم الأبيض فالجاذبيه يجب أن تجد طريقه للتغلب على " ضغط الإنحطاط الإلكتروني" |
Ahbap, şunun boyutlarına bak! Üzerinde sörf yapabiliriz! | Open Subtitles | أنظر لحجم قطعة الحذاء هذه يمكننا التزلج عليها |
Nakliye Güvenlik Yönetimi, güvenlik kontrol noktası boyunca geçirilebilen eşyaların büyüklüğünü ve miktarını sınırladı. | Open Subtitles | الاداره الأمنيه للنقل قامت بوضع حد معين لحجم وكميه الأغراض التى يمكنى حملها الى نقطه التفتيش |
Bazen pizzacı siparişin büyüklüğü yüzünden şaka mı diye öğrenmek için geri arıyor. | Open Subtitles | احيانا محل بيع البيتزا يتصل ليتأكد من انها ليست مكاملة زائفة نظرا لحجم الطلب |
Şu dünyanın büyüklüğüne bak biz közdeki bir kıvılcım gibiyiz. | Open Subtitles | انظر لحجم هذا العالم نحن كالشرارة من هذه الجذوات المشتعلة |