Bak, Çaylak, eğer bu hastaneden ayrılırsan sadece tek bir şeyi iyi bilmen gerekiyorsa ve Tanrı korusun bunun olma olasılığı oldukça yüksek gözüküyor, bilmen gereken şey şu olsun: | Open Subtitles | اذا تركت هذه المستشفيه و علي درايه بشيء واحد و هناك فرصه جيده لحدوث هذا |
Ve bunun olma olasılığı çok yüksek eğer orada bir çatışmaya girersek... | Open Subtitles | وهناك فرصة كبيرة لحدوث هذا اذا دخلنا هناك حاملين بنادق حارقة |
Bunun olmasının tek sebebi öksürük şurubundan biraz delirmem ve ateşler içinde yandığımdan hayal görmem ki ateşim de şu an 38,5. | Open Subtitles | السبب الوحيد لحدوث هذا لأنني كنت شبه مجنونة من مشروب السعال ومشوشة لأن لدي حمّى عالية بشكل مجنون |
Kız hamileydi, McGee. Bunun olmasının bir tek yolu var. | Open Subtitles | (لقد كانت حامل يا (ماغي طريقة واحدة فقط لحدوث هذا |
Üzgünüm. Bunun olması için başka yol yok sadece. | Open Subtitles | أسف , ببساطه لا يوجد طريقه أخرى لحدوث هذا |
Biliyorum, Bunun olması ve her şey için plan yaptın ama dünya sona ermediği için içinde ufacık bir sevinç yok mu? | Open Subtitles | انظري، اعرف بأنك خططتي لحدوث هذا و كل شيء، لكن ألستِ سعيدة قليلا بأن العالم لم ينتهي؟ |
Bak, Çaylak, eğer bu hastaneden ayrılırsan sadece tek bir şeyi iyi bilmen gerekiyorsa ve Tanrı korusun bunun olma olasılığı oldukça yüksek gözüküyor, bilmen gereken şey şu olsun: | Open Subtitles | -انظر أيها المستجد اذا تركت هذه المستشفيه و علي درايه بشيء واحد و هناك فرصه جيده لحدوث هذا |
Bunun olmasının tek yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة لحدوث هذا |
Bunun olması için de sabırsızlanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | وأنت متشوق لحدوث هذا الشيء أليس كذلك ؟ |
Bunun olması çok kötü. | Open Subtitles | أشعر بالحنق لحدوث هذا. |
Bunun olması için tek bir neden yok ki. | Open Subtitles | وهناك أسباب كثيرة لحدوث هذا |