Hepinizi dünyanın hiddetinden korumak için elimden geleni yaptım, Kay. | Open Subtitles | انا فعلت كل ما بوسعى لحمايتكم من رعب هذا العالم |
Yanında kendini korumak için mum gibi ateşli bir şey götürmen lazım. | Open Subtitles | يجب عليكم أخذ شيء من الضوء أو النار كشعلة من النار لحمايتكم |
Bunu sadece kendimizi değil, sizi de korumak için yapıyoruz. | Open Subtitles | و هذا ليس لأجل حمايتنا فحسب، بل لحمايتكم أنتم أيضًا. |
Ben kimseyi vurmadım. Buraya seni korumaya geldim. | Open Subtitles | لم أطلق النار على أحدٍ، إنّي هنا لحمايتكم. |
Oğlumuzla geçirebileceğimiz kalan kısa zamanımızı koruduğunuz için. | Open Subtitles | لحمايتكم الوقت القصير لنا مع ابننا. |
Sizi burada, güvenliğiniz için, tutuyoruz. | Open Subtitles | مسلحين داخل المبنى. نحن هنا لحمايتكم حفاظا على سلامتك. |
Eğer bir problem olursa sizi korumak için elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | اذا وقعنا في اي مشكلة , سافعل مابوسعي لحمايتكم |
Çünkü burada yaptığımız bu, sizinki için başkasının hayatını mahvetmek! | Open Subtitles | لأن هذا ما نفعله هنا ندمّر حيوات الناس لحمايتكم |
Gerçeği ortaya çıkaran sizi koruyacak sonuçlar alan. | Open Subtitles | لكشف الحقيقة والحصول على نتائج لحمايتكم. |
Asher bu evdeki herkes aleyhine tanıklık edecekti Bonnie kıçınızı kurtarmak için Sam'i öldürdüğünü söyledi! | Open Subtitles | (آشر) كان سيشهد ضدنا جميعاً لذا، (بوني) أخبرته بأنها قتلت (سام) لحمايتكم |
- Muhtemelen sizin güvenliğiniz içindir. | Open Subtitles | وكانوا يحبسونا في الداخل حسناً, من الغالب ان الأمر كان لحمايتكم |
Siz zavallı pislikleri korumak için kusursuzca ayarlanmış ve düzenlenmiş bir birlik. | Open Subtitles | الإخوة الذين خُلقوا بأفضل شكل أرسلوا لحمايتكم أيها المثيري للشفقة المسببي الكوارث |
Bonnie seni korumak için yapması gerekeni yaptı ve hayattasın. | Open Subtitles | بونى فعلت ما كان يجب لحمايتكم... انت على قيد الحياه |
Hayır, ayaklanmalar sırasında halkını korumak için kendi halkımı öldürdüm. | Open Subtitles | كلا , لقد قتلتُ شعبي ! خلال الثورات , لحمايتكم |
Sonuç olarak sizleri ve kendimizi korumak için geldik. | Open Subtitles | المغزى هو أنّنا جئنا لحمايتكم وحماية أنفسنا. |
Biz, SDF, sizi korumak için buradayız. | Open Subtitles | نحن قوات الدفاع الذاتي متواجدون هنا لحمايتكم |
Sizi şahsen ve mülkünüzü korumaya geldik. | Open Subtitles | نحن هنا لحمايتكم وحماية ممتلكاتكم |
Beni koruduğunuz için teşekkür ederim... | Open Subtitles | شكرا لكم ...شكرا لحمايتكم لي بعد ان ، تعلمون |
Bu yüzden kendi güvenliğiniz için Wayward Pines'ı bir an önce tahliye etmeye başlamamız gerekiyor. | Open Subtitles | وأنه علينا البدأ بالإخلاء الفوري للمدينة، لحمايتكم |
Çünkü burada yaptığımız bu, sizinki için başkasının hayatını mahvetmek! | Open Subtitles | لأن هذا ما نفعله هنا ندمّر حيوات الناس لحمايتكم |
Neyse ki, sizi koruyacak kaynaklarım var. | Open Subtitles | لحسن الحظ , لدى مواردى لحمايتكم. |
Asher bu evdeki herkes aleyhine tanıklık edecekti Bonnie kıçınızı kurtarmak için Sam'i öldürdüğünü söyledi! | Open Subtitles | (آشر) كان سيشهد ضدنا جميعاً لذا، (بوني) أخبرته بأنها قتلت (سام) لحمايتكم |
Bu güvenliğiniz içindir. | Open Subtitles | "{\cH70BFDC}"هذا لحمايتكم |
korunmanız için her biriniz 200 verirseniz, hakareti unuturum. Sizin gibi serseriler, benim gibi birine saygı göstermeyi öğrenmeli! | Open Subtitles | ليعطنى كل واحد منك 200 دولار لحمايتكم و سأنسى الاهانة |