Bildiğim tek bir şey varsa, o da anne ve babanın bitiş çizgisine kadar tüm mesafeyi birlikte aşacaklarıdır. | Open Subtitles | اذا كان هناك ما أعرفة فأن أباك وأمك سيكملان لخط النهاية |
- bitiş çizgisine varamadan ölebilirsin. - Ee? Pes etmiyorum. | Open Subtitles | ويمكن ان تموتي قبل حتى ان تصلي لخط النهاية انا لن استسلم |
Herkes onu geçip gitse de ayağa kalktı ve bitiş çizgisine kadar koştu. | Open Subtitles | ولكن كونه مازال في السباق كان عليه ان يقوم ويستكمل السباق حتى يصل لخط النهاية |
bitiş çizgisine kadar itmek gerekir bunu, ya da çekici kullanmak lazım. | Open Subtitles | يمكنك دفعها لخط النهاية أو أن تجرها |
bitiş çizgisine gidebilmek için sağlam bir amaçları vardı. | TED | لديهم هدف عظيم لخط النهاية. |
Sahte oyun. Swenson, iyi korunuyor, topu bitiş çizgisine fırlatıyor. | Open Subtitles | يقوموا بخدعة، (سوينسون) يحمي كرته جيداً يرسلها لخط النهاية |
Kullandığı Crab Sonoshee ile bitiş çizgisine doğru dümdüz ilerliyor. | Open Subtitles | ماتزال "صيادة الكرز" (سُنوشي ماكلارين) هي المتصدرة إنها تتجه مباشرة لخط النهاية بسيارتها (كراب سُنوشي) |
bitiş çizgisine varamazsın bile. Güven bana. | Open Subtitles | لن تصل لخط النهاية, يا صاحبي |
Frankenstein'ın bitiş çizgisine varmak için bir engeli kalmadı. | Open Subtitles | فرانكشتاين) أصبح الطريق أمامه خالياً لخط النهاية) |
Tüm tıbbi ekipler bitiş çizgisine! | Open Subtitles | ليتجه جميع المسعفين لخط النهاية! |
-...ve bitiş çizgisine doğru dalış yapacaksın... - Tamamdır. | Open Subtitles | ثم الولوج لخط النهاية دوستي), حسنٌ) |