Yeni bir ülkeye ilk kez vardığınızda nerede olduğunuzu öğrenmenin ne kadar akıl dışı bir şekilde zor olduğunu yansıtıyor. | TED | تعكس مدى صعوبة تحمل الكثير في أول وصولك لدولة جديدة. |
..Galiba başka bir ülkeye gitsem daha iyi. | Open Subtitles | أتدري ماذا؟ تبّاً لهذا. سأهاجر لدولة آخرى. |
Rusya kadar büyük bir ülkeye cumhuriyet rejiminin uygun olduğunu hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لم أعتقد أبداً بأنّ النظام الجمهوري صالح للحكم بالنسبة لدولة كبيرة مثل روسيا |
Size neden istemeyeceğinizi söyleyeyim: Çünkü başka bir ülkenin demokratik süreçlerine müdahale etmek istemezsiniz. | TED | حسناً، إن السبب الذي يجعلك لا ترغب في فعل ذلك، دعني أؤكد لك، هو رغبتك في ألا تتدخل في العملية الديموقراطية لدولة أخرى. |
Bir ülkenin devletinin halkının üzerinde nasıl egemenlik kurduğunun, halkı ile nasıl yeniden kaynaşacağını araştırmasına ilişkin muhteşem bir örnek. | TED | مثال رائع في كيف يمكن لدولة - أمة يمكن أن تصل إلى -- تسعى إلى إرجاع الشيء لأصله مع شعبها |
İsrail Devleti kuruldu, ve 50 sene sonra, 60'ların sonunda, Britanya'nın emperyal görevi net olarak sona erdi. | TED | تم الإعداد لدولة إسرائيل، وبعد 50 سنة، في نهاية الستينات، كان من الواضح أن دور البريطانيين كإمبريالية قد انتهى. |
Neler oluyor? Kutu diğer ülkelere açık arıttrma ile satışa sunuldu. | Open Subtitles | سيتم بيع الصندوق في المزاد لدولة منافسة |
Geçmişindeki insanlardan kaçmak istiyorsan başka bir ülkeye taşınmanı öneririm. | Open Subtitles | حسناً، ان كنتِ تريدين تفادي الناس من ماضيكِ اوصيكِ بالرحيل لدولة اخرى. |
Bir çırpıda başka bir ülkeye sahte kimlikle girmemizi, ajanlarla uğraşmamızı istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تطلب مني السفر لدولة أخري بهويات مزورة للتعامل مع جواسيس |
Oradan ayrılmak yeni bir ülkeye taşınmaktan daha zor geliyor. | Open Subtitles | و تركهم يبدو أصعب من الانتقال لدولة أخرى |
Benim kararlarımı sorgulamak için şirketimin parasıyla başka bir ülkeye uçmadan önce telefon edersen iyi olur. | Open Subtitles | بدلاً من صرف أموال الشركة على السفر لدولة أخرى لتسأليني عن حكمي لا تتردي في الإتصال أولاً |
Suçlu iadesi olmayan bir ülkeye ben gideyim. | Open Subtitles | أنا سأذهب لدولة ليس فيها إتفاقية تبادل مجرمين. |
Ortamı yumuşatabilirim. Çocuğunu ardında bırakıp, 36 saatliğine başka bir ülkeye gitmek sana uyuyor mu? | Open Subtitles | ألا تُمانعين السفر لدولة أخرى لـ36 ساعة تاركة ولدكِ وراءكِ؟ |
Kar delisi bir kapitalist, yabancı bir ülkenin doğal kaynaklarını sömürmekten suçlu bir adam olmasını yanı sıra O'Sullivan sadist bir çizgide ilerliyor. | Open Subtitles | ولم يكتفي بأن يكون مجرد رأسمالية يحركها الربح مذنب في نهب الموارد الطبيعية لدولة أجنبية سوليفان يحمل مسحة سادية |
Kirli 30'ludan biri yabancı bir ülkenin lideri. | Open Subtitles | أحد الثلاثين القذرين الآن قائد لدولة أجنبية |
Bağımsız bir ülkenin hava sahasında izinsiz olarak dolaştığımız ortaya çıkarsa iş uluslararası bir boyuta taşınır. | Open Subtitles | إذا تم إكتشاف أننا ننتهك المجال الجوي لدولة ذات سيادة سيتسبب ذلك في كارثة دولية |
Gelip yabancı bir ülkenin yönetimini değiştirebileceğini düşündü. | Open Subtitles | أنا أقصد , مجرد التفكير أنه سيأتي لدولة ويحاول تغيير طرق حكمها |
Amerika, İngiltere ve Fransa kendi işgal bölgelerinde, gizlice yeni bir Alman Devleti kurmayı planlıyordu. | Open Subtitles | كانت أمريكا وبريطانيا وفرنسا يُخططون سرًا لدولة ألمانية جديدة في المناطق الخاضغة لسيطرتهم |
O gün İsrail Devleti, tek bir saldırı ile en büyük terör grubunu ortadan kaldırabilirdi. | Open Subtitles | في ذلك اليوم كان لدولة إسرائيل فرصة للتخلص من أكبر جماعة إرهابية في ضربة واحدة |
Her biri suçlu iadesi olmayan ülkelere gidiyor. | Open Subtitles | كل منهم لدولة لا تسمح بتسليم المجرمين. |
Bağımsız devletinin tanınmış lideridir. | Open Subtitles | هو قائد معروف لدولة ذات سيادة. |
Ve 4000 savunmasız, masum ve barışsever Okyanusya vatandaşını öldürdüler. | Open Subtitles | وقتلوا 4.000 شخص بريء , غير مسلح من المواطنين المسالمين لدولة أوشياينا |