Benimle konuşmak istediniz, efendim belki de benim söyleyecek bir şeyim olmadığını düşündünüz. | Open Subtitles | لقد طلبت التحدث لى ياسيدى ربما لأنك تعتقد أنه ليس لدى شيئاً لقوله |
Şu sallanan sandalyeyi görünce çocuğuma bırakacak bir şeyim olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | نعم .. أنه فقط هذا الكرسى الهزاز جعلنى أدرك أنه ليس لدى شيئاً لأمرره لإبنى |
Sanırım bir şeyi kaybettiğinizde mutsuz olursunuz; ama benim kötü şans dışında hiçbir şeyim olmadı. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ تصبحين تعيسة عندما تفقدين شيئاً ولكنى لم يكن لدى شيئاً سوى الحظ العسر |
Zahmet etme aslanım, hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدى شيئاً , يا رجل |
Uğradığına sevindim. Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | أنا مسرورة أنك قد حضرت , لدى شيئاً لك |
Ama şimdi, itiraf etmeliyim ki, benim ufaklık patlamak üzere. | Open Subtitles | لكن, يجب ان أعلن الآن انى لدى شيئاً هنا |
Kaybedecek bir şeyim kalmadı. O yüzden korkun benden. | Open Subtitles | ليس لدى شيئاً لأخسرة وذلك يجعلنى خطيرة |
Söyleyecek bir şeyim olmadığını düşünmüş olabilirsiniz. | Open Subtitles | ربما لأنك تعتقد أنه ليس لدى شيئاً لقوله |
Söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدى شيئاً لأقوله لك |
Gir içeri. Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | تعالى هنا , لدى شيئاً ما لكِ |
Kusura bakma. İhtiyacı olan bir şeyim varmış. | Open Subtitles | أنا آسف ، لدى شيئاً تحتاجة |
- Giyecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | -ليس لدى شيئاً لأرتديه |
Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | لدى شيئاً لكِ |
Ama şimdi, itiraf etmeliyim ki, benim ufaklık patlamak üzere. | Open Subtitles | لكن, يجب ان أعلن الآن انى لدى شيئاً هنا |