Her şeyimi kaybettim. Senin gerçek bir hayat için şansın var. | Open Subtitles | وقد فقدتُ كل شيء، أنتِ مازال لديكِ فرصة في الحياة الحقيقية |
Evet, sanırım tek seçeneğim. Tek bir atış şansın var! | Open Subtitles | أجل ، كأنه لديّ خيارٌ آخر. لديكِ فرصة واحدة لإصابته. |
Şansım olmasa bile. şansın var. | Open Subtitles | ــ حتى و إن لم أكُن أملك فرصة للفوز بالمنحة ــ بل لديكِ فرصة |
- bacağım sorunlu.. belki bir şansın olabilir... | Open Subtitles | بإصابتي في ساقي، فربما تكون لديكِ فرصة للنجاة |
çok rekabetçi bir ortam ama benim tavsiye mektubumla birlikte eminim bir şansın olacaktır. | Open Subtitles | ولكن مع توصية مني، أنا متأكدة أن لديكِ فرصة. هذا يبدو رائعا. |
İki mükemmel cerrah sana bir şansın olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لديك جراحين عالميين يخبرانكِ أن لديكِ فرصة. |
Böyle zayıf biri olmaya devam edersen hiç şansın yok. | Open Subtitles | لن يكون لديكِ فرصة إن واصلتي من جعل نفسكِ ضعيفة |
Aileye dönmek için bir şansın var. | Open Subtitles | لديكِ فرصة أن تعودي الى العائلة |
Tamamen iyileşmek için %95 şansın var. Tabii seni hemen ameliyata alırsak. | Open Subtitles | لديكِ فرصة 95% للشفاء الكامل إذا أجرينا العملية بأسرع مايمكن |
Tek şansın var. Dikiş at oraya. | Open Subtitles | حسناً لديكِ فرصة واحدة لتُخيطيه |
Bir şeye en başından başlama şansın var. | Open Subtitles | لديكِ فرصة الانضمام إلى بداية شيء مميز |
Normal bir hayat yaşama şansın var. | Open Subtitles | لديكِ فرصة أن تحظين بحياة عادية. |
Sen buraya aitsin. Burada iyi bir cerrah olma şansın var. | Open Subtitles | وانتِ تنتمين إلى هنا , لديكِ فرصة هنا.. |
Senin hâlâ şansın var ve ortada hâlâ bir şans olduğu müddetçe... | Open Subtitles | مازالت لديكِ فرصة. |
Dostum hâlâ bir şansın olduğu konusunda beni ikna etmeye çalıştı. | Open Subtitles | لقد حاول صديقى إقناعى أنه مازال لديكِ فرصة |
ikimizin, birbirimizi tanımak için bir şansın olacak. | Open Subtitles | للتعرّف على بعضنا سيكون لديكِ فرصة |
Ama en azından dışarıda olursun ve bir şansın olur. | Open Subtitles | لكنكِ ستكونين حرة و تكون لديكِ فرصة |
Ama en azından dışarıda olursun ve bir şansın olur. | Open Subtitles | لكنكِ ستكونين حرة و تكون لديكِ فرصة |
Pekâlâ, belki şimdi gerçekten bir şansın olabilir. | Open Subtitles | حسناً , ربما سيكون لديكِ فرصة الأن |
Uzaylı DNA'sı olmadan Sparta Virüsü'ne karşı şansın yok. | Open Subtitles | بدون حمض نووي فضائي فليس لديكِ فرصة ضد هذا الفيروس |