Ancak öğrendiklerimin temelinde şu var, şu ana dek, depresyon ve anksiyetenin dokuz farklı nedenine ilişkin bilimsel kanıtımız var. | TED | ولكنني أعتقد أن أهم ما تعلمته هو أن لدينا أدلة علمية على تسعة مُسببات مختلفة للإصابة بالاكتئاب والقلق حتى الآن. |
Bunu destekleyen kanıtımız var komşunun köpeği Karen'ın arkabahçesini kazıyordu. | Open Subtitles | لدينا أدلة تقترح أن كلب الجيران كان يحفر في الساحة الخلفية |
Herhangi bir tanesinin yüzeyine inmemiş de olsak gerçekten var olduklarına dair güçlü kanıtlarımız var. | Open Subtitles | رغم أنّنا لم نهبط على واحد بعد لدينا أدلة كافية تثبت وجودها |
Giriş kayıtlarını değiştirdiğini gösteren somut kanıtlarımız var. | Open Subtitles | لدينا أدلة دامغة على أنهُ قام بتغير سجلات الدخول الخاصة به |
Bizim elimizde sağlam kanıtlar var, onlarsa önemli anlarda komplo saçmalıklarıyla şamata yapıyorlar. | Open Subtitles | أعني، نحن لدينا أدلة قوية وهم يلعبون ويمرحون. بنظريات عن مؤامرة لامنطق لها لأجل اللحظات الكبيرة. |
Bugünkü saldırıların arkasındaki teröristlerle bağlantısı olduğuna dair elimizde kanıt var. | Open Subtitles | لدينا أدلة تربطه بالإرهابيين الذين تسببوا في هجمات اليوم |
Teröristlerin onları ele geçirmek istediğine dair somut delillerimiz var. | TED | لدينا أدلة دامغة على أن الإرهابيين يحاولون إمتلاك هذه الأسلحة. |
Onu sorguda kıramamış olsan bile yeterince kanıtımız var patron. | Open Subtitles | لدينا أدلة كافية حتى لو لم تنل منه في الإستجواب يا رئيسي |
Efendiler, kanıtımız var. | Open Subtitles | أيها اللوردات لدينا أدلة على أنه في ليلة الـ31 من مارس |
Ama videodaki bombaların gerçek olduğuna dair bir kanıtımız var mı? | Open Subtitles | لكن هل لدينا أدلة بأن هذه القنابل حقيقيه ؟ |
Ama videodaki bombaların gerçek olduğuna dair bir kanıtımız var mı? | Open Subtitles | لكن هل لدينا أدلة بأن هذه القنابل حقيقيه ؟ |
Onların hepsini öldürdüğüne dair kanıtımız var. | Open Subtitles | لدينا أدلة تربطك بجريمة قتل كلّ واحدٍ منهم. |
Miles Hendrick'in Eileen Banks'i senden aldığına dair elektronik kanıtlarımız var. | Open Subtitles | لدينا أدلة الكترونية تدل على أن مايلز هيندركس اشترى ايلين بانكس منك |
Bunun doğru olduğuna dair kanıtlarımız var. | Open Subtitles | والأفراد المنتسبين. حسنا، لدينا أدلة تشير إلى أنها تفعل ذلك. |
Öyle bir şey olmadı. Olduğunu söyleyen kanıtlarımız var. | Open Subtitles | لم يحدث هذا - لدينا أدلة تقول شيء مختلف - |
Hayır, sunacak yeni kanıtlarımız var. | Open Subtitles | رقم لدينا أدلة جديدة حتى الوقت الحاضر. |
Çocuklar, alet kutusunu sizin aldığınıza dair çürütülebilir kanıtlarımız var. | Open Subtitles | لدينا أدلة يمكن تفنيدها يا رفقاي |
Bizim elimizde sağlam kanıtlar var, onlarsa önemli anlarda komplo saçmalıklarıyla şamata yapıyorlar. | Open Subtitles | أعني، نحن لدينا أدلة قوية وهم يلعبون ويمرحون. بنظريات عن مؤامرة لامنطق لها لأجل اللحظات الكبيرة. |
Çok geçmeden bu suç şebekesini çökertmek için elimizde kanıt olacak. | Open Subtitles | ثم قد يكون لدينا أدلة كافية لتغيير هذه المؤسسة الجنائية |
Vakfın silahlarının büyük miktarının gizlice stoklandığına dair delillerimiz var. | Open Subtitles | لدينا أدلة على أن كميات كبيرة من أسلحة المؤسسة في الحقيقة يتم تخزينها |
Bütün bu harika iddialara rağmen, ortada sözünüzden başka kanıt yok. | Open Subtitles | بعد كل هذه الإدّعاءات الرائعة ليس لدينا أدلة ولكن كلمتك |