"لديها الكثير من" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bir sürü
• bir çok
• Çok fazla
• birçok
• in çok
• çok parası var

bir sürü arkadaşı varmış ama hiçbiri gizemli adamımıza benzemiyor.
لديها الكثير من الاصدقاء, لكن لم يبدو أحد كرجل غامض

Ancak bir sürü kıvrımı ve çıkıntısı vardır, artık beynimizin yüzde 80'i kadardır Burası düşünme eylemini gerçekleştirdiğimiz yerdir ve büyük bir değişim yaratır.
ولكن لديها الكثير من التلافيف والتلال هى تشكل حاليا 80 بالمئة من دماغنا، وهذا حيث نقوم بالتفكير، وهو التسامى العظيم.

bir çok kez aynı yerde çalıştılar, bir çok ortak ardaşları oldu.
عمل الكثير من نفس الأماكن، لديها الكثير من الأصدقاء من القواسم المشتركة.

Şey, bunun gibi robotlar bir çok uygulamaya sahiptir.
الروبوتات من هذا النوع لديها الكثير من التطبيقات.

Bu geminin Çok fazla ateş gücü var... ama onu bu şekilde almadık.
هذه السفينة لديها الكثير من القوة النارية ولكن هذا ليس السبب في سرقتها

Çünkü düzenleme yapabilme meziyeti bile hikâyenin ne olabileceğine dair Çok fazla ihtimali barındırıyor.
لأنه بمجرد الاستناد إلى التحرير، فسيكون لديها الكثير من الاحتمالات لما يمكن للحبكة أن تصبح عليه.

Çünkü, içinde savaş ve kirlilikle alakalı birçok makale var.
لديها الكثير من قصص الداخل على أشياء مثل تلوث المياه

Ama Mei Chen'in çok parası var, demek ki ona iyi ödeme yapıyorlar.
لديها الكثير من المال لذا إنهم يدفعون لها جيدًا

Evet, ama onun çok parası var ve ben satın alınabilirim.
حسنا . ولكنها لديها الكثير من المال بامكانى ان اقترض منها

Umarım onun hep bir sürü arkadaşı olur.
أتمنى أن يكون لديها الكثير من الاصدقاء دائما

Bana bütün gençliğini anlatmıştı. bir sürü eski dalgası vardı.
لقد حكت لي عن شبابها بالكامل, كان لديها الكثير من علاقات الحب

Etrafında bir sürü delikanlı... - ...var gibi görünüyor.
انها لديها الكثير من الزملاء الشباب على كتابها.

Oh, Sinderelli'nin fareciklere gereksinimi yok. Ona yardım eden bir sürü kişi var.
اوه سندريلا لا تحتاج للفئران لديها الكثير من الأصدقاء

Kocamın aile tarafında bir çok İtalyan var,
عائلة زوجي لديها الكثير من الأقارب الإيطاليين

Benimle dalga geçiyorsun. Hayatında bir çok erkek olmuş.
لا تدعي انكي انا لقد كان لديها الكثير من الرجال في حياتها

Mafyaya rapor veren bir kişi tarafından yönetilen bir ülkenin dünya sahnesinde Çok fazla bir güvenilirliği yoktur.
والبلد التي يقودها شخص يتعامل مع المافيا ليس لديها الكثير من المصداقية في الساحة العالمية

Bu da oldukça çelişkili bir kişilik, Çok fazla öfke ve hüsrana işaret eder.
إنّها لا تبدو متطابقة فحسب ، وأشارت إلى شخصية متناقضة ، لديها الكثير من الغضب والإحباط

Ve hükümet bu alanda rekabet eden şirketlerin istek ve kabiliyetlerini etkileyebilecek birçok yola sahiptir.
والحكومة لديها الكثير من الطرق والتي بإمكانها أن تؤثر بشكل قوي على إرادة وإمكانية الشركات للمنافسة في هذا الطريق

Cumhuriyet'in Çok fazla klon askeri vardı, Lordum.
الجمهورية لديها الكثير من النسخ سيدي

O tanık koruma yasası var ya devletin çöpe atacak çok parası var herhâlde.
هذا البرنامج اللعين الحكومة لديها الكثير من الأموال لتحرقها