Eminim burada olmamasının iyi bir nedeni vardır. | Open Subtitles | انا متاكده بان لديها سبب وجيه لكونها لم تاتي |
Belki zıtlaşmak için iyi bir nedeni vardır. | Open Subtitles | ربّما لديها سبب وجيه للعراك. |
Yaşadığı o yerden kaçması için birçok sebebi vardı. | Open Subtitles | لديها سبب وجيه للهرب من ذلك البيت. |
Yaşadığı o yerden kaçması için birçok sebebi vardı. | Open Subtitles | لديها سبب وجيه للهرب من ذلك البيت |
- Şüphelendiği için. Şüphelenmek için iyi bir sebebi olduğundan. - Okudun mu? | Open Subtitles | لأنّها كانت مرتابة ولأنّه كان لديها سبب وجيه لذلك |
Ama bunun için iyi bir sebebi olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | لكنني أظن أنها كان لديها سبب وجيه لهذا |