Küçük Jamie, Ian'a benzeyebilir ama bu küçük hanımın Fraser gözleri var. | Open Subtitles | جايمي الصغير قد يشبه ايان ولكن هذه الصغيره لديها عيون ال فرايزر |
Prenses Shalala'nın mavi gözleri var ve senin yok. | Open Subtitles | الأميرة شالالا لديها عيون زرقاء وأنتي لا. |
Üzgün bakışlı gözleri var. Çocukluktan beri böyle düşünmüşümdür. | Open Subtitles | لديها عيون حزينة شعرت بهذا منذ أن كنت صغيراً |
Mavi gözleri vardı ve yıldız şeklinde küçük küpeleri. | Open Subtitles | لقد كان لديها عيون زرقاء وهذه الأقراط التى على شكل نجوم |
Avlarını aramak için ihtiyaçları olan büyük, hassas gözleri vardır ama bedenleri yassıdır ve kenarları yaldızlıdır. | Open Subtitles | لديها عيون كبيره وحساسة للبحث عن الفريسة لكن جسدها مسطح وجانبي جسدها ذو لون فضي كثيف |
25 yasinda, mavi gözlü... | Open Subtitles | فى الخامسة والعشرين من عمرها لديها عيون زرقاء |
Birilerine göre iyi olan bazı saçmalıkları fırlatıp atabilecek gözlere sahip olmalı. | Open Subtitles | يجب ان يكون لديها عيون يمكنها التغاضي عن الأكاذيب من أجل الطيبه في شخص ما |
Annesinin gözlerini almış. İyi iş çıkardın denizci. | Open Subtitles | لديها عيون والدتها. أحسنتي العمل، أيتها الجندية. |
Kızın acayip güzel yeşil gözleri var. | Open Subtitles | هذه الفتاة لديها عيون خضراء إعجازية فقط... |
İkimizin de gözleri var, ve ikimiz de çok güzeliz. | Open Subtitles | كلانا لديها عيون و كلانا جميلان |
Ve bu kızın da benim gibi siyah gözleri var | Open Subtitles | وهذه الفتاة لديها عيون قاتمة مثلي أنا |
Annesi gibi büyük mavi gözleri var. | Open Subtitles | لديها عيون زرقاء كبيرة مثل والدتها. |
"Lotte'nin mavi gözleri var." nasıl denir? | Open Subtitles | : كيف تقول لوتـا" لديها عيون زرقاء ؟" |
Boynuzlarının arkasında gözleri var. | Open Subtitles | لديها عيون خفية تترصد كل شيء. |
Kafasının arkasında gözleri vardı. | Open Subtitles | لديها عيون خلف راسك ثقي بي |
Melek gözleri vardı. | Open Subtitles | لديها عيون طاهرة ملائكية |
Hüzünlü gözleri vardı. | Open Subtitles | لديها عيون حزينة |
Küçük gözleri vardır ama neredeyse tamamen kördür. | Open Subtitles | لديها عيون صغيره لكنها عمياء تماما تقريبا |
Çok güzel gözleri vardır. | Open Subtitles | لديها عيون جميلة |
25 yaşında, mavi gözlü... | Open Subtitles | فى الخامسة والعشرين من عمرها لديها عيون زرقاء |
Son olarak sıtma karşıtı geni taşıyacak sivrisinekleri normalde sahip oldukları beyaz gözler yerine kırmızı gözlere sahip olacak şekilde düzenlediler. | TED | وأخيراً، قاما بإيجاد حلّ لكي لا يكون لأي بعوضة ورثت تلك الجينات المضادة للملاريا عيون بيضاء كالمعتاد، ولكن بدلاً من ذلك يصبح لديها عيون حمراء. |
Ingrid'ın gözlerini almış. | Open Subtitles | (لديها عيون (إنغريد |