ويكيبيديا

    "لديها فرصة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şansı var
        
    • bir şansı
        
    • Buna fırsatı
        
    • şansının olması
        
    • şansı yokmuş
        
    Sanırım artık işlerin daha iyi olma şansı var ve birlikte çalışabilmemizin bir yolu varsa, o hakkı kullanmak istiyorum. Open Subtitles أعتقد أن الأمور لديها فرصة اان تصبح أفضل الآن، وإذا كان هناك أي وسيلة يمكننا أن نعمل معا، أريد ذلك.
    Stan Ross'tan fazla sayı yapma şansı var. Open Subtitles لديها فرصة كبيرة لتصد الضربة التي لم يستطع روس صدها هذا ليس عدلاً يا توم
    Josh, sence şansı var mı? Open Subtitles حسنا, جوش, هل تعتقد أنه لديها فرصة بالمسابقة؟
    Eğer yaraları iltihap kapmazsa, bir şansı olabilir. Open Subtitles إن لم تتقيح جراحها فقد تكون لديها فرصة لتقاوم
    Eğer suya düştüğünde ölmediyse bir şansı var demektir. Open Subtitles إذا لم يقم بقتلها وألقاها في الماء لزل لديها فرصة
    Buna fırsatı olmadı. Open Subtitles لم يكن لديها فرصة
    Seninle benim aramdaki tek fark Freddie, arada sırada benim atlarımın kazanma şansının olması. Open Subtitles (الفرق الوحيد الذي بيني و بينك يا (فريدي ..هو أن في بعض الأحيان أحصنتي لديها فرصة بالفوز
    Sadece yanında ebeveynleri olan ya da yutulamayacak kadar büyüklerin kurtulma şansı var. Open Subtitles الفراخ التي مع آبائها، أو الفراخ الكبيرة التي يصعب ابتلاعها هي من لديها فرصة.
    En azından şimdi normal bir yaşam şansı var. Open Subtitles على الأقل أصبح لديها فرصة في الحصول على حياة طبيعية
    Eğer şimdi babasını ele verirse, dokunulmazlık almak için son bir şansı var. Open Subtitles لديها فرصة واحدة لتنال الحصانة إن انقلبت على والدها الآن
    Zengin züppelerin okuluna gitme şansı var. Söylediklerim için üzgünüm. Open Subtitles \u200fالآن لديها فرصة للذهاب إلى مدرسة راقية \u200fسامحوني على لغتي.
    Çok hızlı, başarmak için şansı var. Open Subtitles إنها سريعة .. لديها فرصة للإفلات منهم
    Ama en azından artık bir şansı var. Open Subtitles لكنها على الأقل لديها فرصة الآن
    Ailemin tek bir şansı var. Open Subtitles عائلتي لديها فرصة كذلك هذا يعني كل شيء
    Tamamen iyileşmesi için büyük bir şansı var. Open Subtitles لديها فرصة جيدة ، لتتعافى تماماً
    Ferraro'yu düşüreceğiz, sonra Ash'i devireceğiz ve böylece Lauren'ın özgürlüğüne kavuşması için bir şansı olacak. Open Subtitles علينا اطاحة فيرارو، وعندما نفعل ذلك، علينا اسقاط آش، وربما بعد ذلك لورين سوف يكون لديها فرصة حقيقية في الحرية
    Savaşan kalplerin toplara karşı durma gibi bir şansı yok. Open Subtitles القلوب المحاربة ليس لديها فرصة ضد المدافع
    Ve bence seninle bir şansı olduğuna inanırsa, her şeyi yapacaktır, hatta kendi annesine bile sırtını dönebilir. Open Subtitles وأظنها ستفعل أي شيء إلى درجة أن تشي بوالدتها إذا ظنت أن لديها فرصة معك
    Buna fırsatı olmadı. Open Subtitles لم يكن لديها فرصة
    Seninle benim aramdaki tek fark Freddie, benim atlarımın arada sırada kazanma şansının olması. Open Subtitles (الفرق الوحيد الذي بيني و بينك يا (فريدي ..هو أن في بعض الأحيان أحصنتي لديها فرصة بالفوز
    Böyle bir tabancaya karşı hiçbir şansı yokmuş. Open Subtitles بندقية من هذا القبيل، لم يكن لديها فرصة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد