Neyse, onun bir oğlu alsaydı aynı bu moruk gibi görünürdü. | Open Subtitles | إنه رئيس الخدم أو شئ ما لو كان لديه ابن فهو سيكون تماماً يشبه ذلك الرجل الذي التقيت به |
Dur tahmin edeyim. Barrows yalnız değil, oğlu da işe karışmış. bir oğlu var değil mi? | Open Subtitles | . دعني أخمن ، ليس باروس فقط ابنه متورط ، هل لديه ابن ؟ |
Dur tahmin edeyim. Barrows yalnız değil, oğlu da işe karışmış. bir oğlu var değil mi? | Open Subtitles | دعني أخمن ، ليس باروس فقط ابنه متورط ، هل لديه ابن ؟ |
- Cooper'a bak mesela, artık bir çocuğu var. | Open Subtitles | انظري الى كوبر . لديه ابن لم يكن يعرف عنه |
ailesini koruyan ilk piç ben değilim annemin babasının da bir piç oğlu vardı adı da Jonathan Durand'dı. | Open Subtitles | لا أحد يعلم حياله؟ أنا لست ابن الزنا الأول لأبارك عائلتي أب والدتي كان لديه ابن زنا أيضا |
Albert Wiggins'in bir oğlu varmış. | Open Subtitles | اتّضحَ أن البيرت ويجينز كان لديه ابن |
Bir keresinde uzun zaman önce bir oğlu olduğunu ama nakde ihtiyacı olduğu için onu sattığını söylemişti. | Open Subtitles | قال لي أنه ذات مرة كان لديه ابن منذ زمن طويل، لكنه احتاج المال لذا فباعه |
Rufus'un bir oğlu olduğunu bilmesinin uygun olacağını düşündüğüm için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة إذا ظننت أنه من المناسب أن يعلم روفس بأن لديه ابن |
bir oğlu daha olduğunu öğrenmesinin vakti geldi. | Open Subtitles | إنه الوقت المناسب ليعلم بأن لديه ابن آخر |
Ve bir adamın mirasını yaşatacak bir oğlu olmadığı zaman geleneklerine dönmelidir. | Open Subtitles | وعندما الرجل لا يكون لديه ابن يرث ارثه فانه يجب ان يعتنق التقاليد |
General Silva'nın Şubat 1998 doğumlu bir oğlu var. | Open Subtitles | الجنرال سيلفا لديه ابن ولد في فيفري عام 1998 |
Yemek pişirecek ve hâli hazırda bir oğlu olmasına aldırmayacak bir eş arıyor. | Open Subtitles | أنه يبحث عن زوجة التي يمكنها أن تطبخ ولا تمانع بأن لديه ابن فعلاً. |
Sanırım kardeşinin o yaşlarda bir oğlu var. | Open Subtitles | أعتقد أن أخاه لديه ابن فى مثل هذا السن |
Bir yayınevinde çalışıyor evli ve bir oğlu var. | Open Subtitles | يعمل الآن بدار للنشر متزوج و لديه ابن |
10 yaşlarında bir çocuğu var. | Open Subtitles | لديه ابن ربما بالعاشره من العمر |
Merhaba. Matei'nin sekiz yaşında bir çocuğu var. | Open Subtitles | (ماتي) لديه ابن (لابدّ أنّه يذهب إلى المدرسة في مكان ما |
bir oğlu vardı yahu. | Open Subtitles | -رباه، كان لديه ابن -أتعتقد أنه بالداخل ؟ |
Locke'ın oğlu varmış, değil mi? | Open Subtitles | اذاً لوك لديه ابن |